Stresin Gölgesinde Büyüyen Nesil

Bugünün gençleri, tarihin en çok fırsata sahip kuşağı olarak görülüyor. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay, teknoloji sayesinde sınırlar neredeyse ortadan kalkmış durumda. Dünyanın öbür ucundaki bir gelişme, saniyeler içinde cep telefonlarımıza düşüyor. Eğitim, kariyer ve sosyal hayat seçenekleri hiç bu kadar çeşitli olmamıştı. Ancak bu parlak tablonun ardında gözden kaçırılmaması gereken bir gerçek var. Gençler, sahip oldukları tüm bu imkânlara rağmen tarihin en ağır stres yüklerinden birini taşıyor. Çocuk yaşlardan itibaren sınav kaygısıyla tanışan, lise çağlarında gelecek korkusuyla boğuşan ve üniversite yıllarında işsizlik endişesiyle karşı karşıya kalan bir nesil, adeta stresin gölgesinde büyüyor.

Eskiden gençlik, özgürlüğün ve keşfin en yoğun yaşandığı dönem olarak bilinir, bireylerin hayaller kurduğu, yeni yollar denediği, düşe kalka kendini tanıdığı bir süreç olarak görülürdü. Bugün ise gençlik, daha çok bir yarış pistine benzetilebilir. Henüz oyun çağında dershanelere yönlendirilen, tatillerini kurslarda geçiren, çocukluğunu ekran başında test çözerek tüketen bir kuşak var karşımızda. Liseye adım atar atmaz üniversite telaşına düşen, üniversiteye girebilse dahi işsiz kalma korkusuyla büyüyen bu nesil, toplumun onlardan beklediği başarı kriterlerinin altında eziliyor. Baskının en görünmez ama en etkili boyutlarından biri de sosyal medya. Gençler, sürekli olarak kendilerini başkalarıyla kıyaslamak zorunda kalıyor. Sosyal medyada herkes mutlu, başarılı, güzel, güçlü ve kusursuz görünürken, ekran başındaki genç kendi hayatını sorgulamaya başlıyor. Bir arkadaşının yurtdışı tatili, bir ünlünün gösterişli evi, bir başka tanıdığın parlak kariyeri, gençlerin gözünde kendi eksikliklerini büyütüyor. Bu kıyas, gün geçtikçe ağır bir yük hâline geliyor ve “geri kalıyorum” duygusu, gençleri ruhsal çöküşün eşiğine sürüklüyor. Son yıllarda psikologların ve uzmanların raporları da bu tabloyu doğruluyor. Kaygı bozukluğu, depresyon ve tükenmişlik sendromu, artık yalnızca yetişkinlerin değil gençlerin de en sık karşılaştığı sorunlar hâline geldi. Ortaokul çağındaki bir çocuk bile sınav kaygısıyla geceleri uyuyamıyor, üniversite öğrencileri geleceklerini planlamak yerine belirsizlik içinde boğuluyor. Ruhsal yük, fiziksel sağlığı da olumsuz etkiliyor. Uyku bozuklukları, beslenme sorunları, hatta kronik rahatsızlıklar bile bu yoğun stresin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.Gençlerin geleceğe dair umutlarını kaybetmesi, aslında toplumun da geleceğini karartır. Burada sorumluluk yalnızca gençlerin omuzlarına yüklenemez. Eğitim sistemi, aileler ve toplumun tüm kesimleri bu tabloya katkıda bulunuyor. Eğitim sisteminin katılığı ve sınav odaklı yapısı, gençleri birer yarış atına çeviriyor. Aileler, çoğu zaman farkında olmadan çocuklarına başarı baskısı uyguluyor. “Sana güveniyoruz ama başarısız olmamalısın” cümlesi, birçok genç için ağır bir yük anlamına geliyor. Toplumsal algılar da gençleri sürekli bir kıyasın içine çekiyor. Başarısızlık bir deneyim değil, adeta damgalanacak bir kusur gibi görülüyor.

Oysa gençlerin sağlıklı bireyler olarak yetişebilmesi için bu bakış açısının değişmesi şart. Onlara yalnızca akademik başarı değil, özgürlük, güven ve kendini ifade edebilme imkânı da sunulmalı. Eğitim, sadece ders kitaplarından ibaret olmamalı; yaşam becerilerini, duygusal dayanıklılığı ve sosyal ilişkileri geliştiren bir yapıya kavuşturulmalı. Aileler, çocuklarının yalnızca notlarına değil, ruhsal durumlarına da kulak vermeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şule Nallı Arşivi

Küçük Mutlulukların Büyük Tesiri

12 Ağustos 2025 Salı 10:18

Deniz Turizmi ve Şehrin Yeni Kimliği

06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:24

Alevlere Karşı Duran Şehitlerimiz

29 Temmuz 2025 Salı 09:50

Yanıyoruz Ama Hâlâ Uyanmıyoruz

29 Temmuz 2025 Salı 09:48

Yatırım mı Teselli mi

22 Temmuz 2025 Salı 11:25

Aşırı Sıcaklar ve İş Gücü

16 Temmuz 2025 Çarşamba 10:16

Bitmeyen Mezuniyet

16 Temmuz 2025 Çarşamba 10:15