Bugünün dünyasında her şey hızla değişiyor. Teknoloji gelişiyor, şehirler büyüyor, insanlar koşturuyor. Fakat bu koşuşturmanın içinde unuttuğumuz bir şey var, maneviyat Yani insanın iç dünyası, kalbi, inancı, ahlakı, Eskiden mahallelerde komşuluk vardı, insanlar birbirine selam verir, yardım ederdi. Büyüklerin duası alınır, çocuklar camiye alıştırılırdı. Şimdi apartmanlarda bile kimsenin birbirini tanımadığı bir zamandayız. Ama bu, dini değerleri bırakmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Din, sadece namaz kılmak, oruç tutmak demek değildir. Kul hakkına dikkat etmek, yalan söylememek, büyüğe saygı, küçüğe sevgi göstermek de dindarlığın bir parçasıdır. Yani din, hayatın her alanındadır. İşte bu yüzden, modern yaşamın içinde bile inancımızı yaşatmamız mümkündür. Sabah işe giderken birine selam vermek, ihtiyaç sahibi birine yardım etmek, helal kazanç peşinde koşmak. Bunlar da birer ibadettir. Çünkü İslam, sadece camide yaşanmaz; evde, işte, sokakta da yaşanır. Çocuklarımıza güzel örnek olalım. Onlara sadece sözle değil, davranışlarımızla da dini öğretelim. Çünkü çocuk, anne babasını nasıl görürse, öyle öğrenir. Unutmayalım ki dünya geçici, ama ahiret kalıcıdır. Hayatımızı sadece dünyaya göre değil, ahireti de düşünerek şekillendirmeliyiz. Zengin olmak, makam sahibi olmak güzel şeyler olabilir, ama asıl zenginlik kalpte olan imandır, vicdandır, güzel ahlaktır. Dindar olmak demek, sadece şeklen değil, özde de güzel bir insan olmak demektir. İyiliği çoğaltalım, kötülükten uzak duralım. Çünkü bir insan değişirse, bir aile değişir. Aile değişirse, toplum değişir. Modern olmak, her şeyin yeni olması değildir. Asıl modernlik, eski ama değerli olanı koruyarak gelişebilmektir. Yani teknoloji kullanırken, kalbimizi de koruyabilmektir. Sosyal medyada vakit geçirirken, bir yandan da Allah’ı unutmamaktır. İş hayatında başarılı olurken, helal kazanca önem vermektir. Çocuklarımıza dinimizi sevdirmek istiyorsak, önce biz yaşayacağız. Onlar bize bakarak öğrenirler. Eğer biz sabırlı, anlayışlı, dürüst olursak, onlar da bu değerleri kendine örnek alır. Unutmayalım, en etkili nasihat, örnek olmaktır. Eğer bir toplumda dinî ve ahlaki değerler güçlü olursa, o toplumda huzur olur. İnsanlar birbirine güvenir, yardım eder, saygı gösterir. Ama bu değerler zayıflarsa, kavga, bencillik, haksızlık artar. Unutmayalım ki, Allah katında en değerli insan, en çok ibadet eden değil; en güzel ahlaka sahip olandır. Peygamber Efendimiz (s.a.v)de şöyle buyurur. Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olanınızdır.