Yaz Tatillerinde Güvenliğin Unutulması

Yaz geldiğinde herkesin zihninde aynı şey belirir: Dinlenmek, biraz uzaklaşmak, serin sulara kendini bırakmak… Güneşin altında geçirilen saatler, deniz kenarında yapılan piknikler, göl manzarasında çekilen fotoğraflar… Sosyal medyada mutlu anlar paylaşılırken, ekranların arkasında zaman zaman sessiz trajediler yaşanıyor. Özellikle her yaz yeniden tekrar eden bir kabus gibi: Boğulma vakaları, yangınlar, trafik kazaları, bilinçsiz kampçılık…

En son, İznik Gölü’nde serinlemek isteyen iki küçük çocuğun boğularak hayatını kaybetmesi, bu sorunu yeniden gündeme taşıdı. Fakat sorun sadece bu acı olayla sınırlı değil. Aslında her yaz aynı haberlerle karşılaşıyoruz ama hiçbir yaz geçmişten ders almış gibi davranmıyoruz. Çünkü tatil bizim için hâlâ sadece “keyif”, asla “sorumluluk” değil. Çocukların gözetimsizce suya bırakılması, can yeleği olmadan şişme botlarla göle açılan aileler, cankurtaran olmayan plajlar, uyarı tabelalarının kaldırıldığı yüzme alanları… Tüm bunlar sadece bireysel ihmal değil; aynı zamanda toplumsal bir refleksin eksikliği. Biz, güvenlikten çok konfor arayan bir toplumuz. Kuralları uyarı değil engel olarak gören, güvenlik önlemlerini abartı bulan, “bize bir şey olmaz” düşüncesiyle yaşayan bir kültürün mirasçılarıyız. Oysa güvenlik, özgürlüğün düşmanı değildir. Aksine, gerçek bir özgürlük ancak güven ortamında yaşanabilir. Bir çocuğun suya girmesi özgürlüktür, ama başında bir yetişkinin olmaması ihmaldir. Serinlemek bir ihtiyaç olabilir, ama yüzme bilmeden göle açılmak bir kumardır. Ve bu kumar her yıl onlarca canı alıyor bizden, sessizce… Peki sorumluluk kimde? Ebeveynlerde mi? Belediyelerde mi? Devlette mi? Aslında hepimizde. Bu, yalnızca bir yönetim meselesi değil; aynı zamanda bir bilinç meselesi. Çocuklara yüzme öğretilmesi kadar, anne-babaların da suyun gücünü anlaması gerekir. Her plajda cankurtaran bulundurulması kadar, halkın da acil durum bilgisi olması gerekir. Çünkü sadece devletin önlem alması yetmez; halk bilinçlenmezse alınan her önlem kağıt üstünde kalır.

Yaz, sadece güzel anılarla dolu olmamalı. Aynı zamanda daha dikkatli, daha bilinçli, daha sorumlu bir yaklaşımın zamanı olmalı. Tatil sadece dinlenme değil, aynı zamanda hayata saygı duyma biçimidir. Ve güvenlik, bu saygının en somut göstergesidir.

Bu yaz tatilinde ne kadar keyif alacağımız kadar, ne kadar güvenli davrandığımızı da konuşmalıyız. Çünkü tatil dönüşlerinde valizler değil, hayatlar eksiliyor bazen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şule Nallı Arşivi

Sosyal Baskının Görünmeyen Yüzü

17 Haziran 2025 Salı 11:29

Büyük Tatillerin Yerini Alan Mikro Seyahatler

11 Haziran 2025 Çarşamba 09:49

Paylaştıkça Bayram Olur

03 Haziran 2025 Salı 11:02

Görüyoruz Ama Görmüyoruz

27 Mayıs 2025 Salı 10:20

Sınavlar Hayatı Ölçebilir mi?

20 Mayıs 2025 Salı 10:21

Güzellik Algısı Değişiyor mu?

06 Mayıs 2025 Salı 13:43

Ruhumuzu Dinlendirmeyi Unuttuk mu?

22 Nisan 2025 Salı 15:20