Bugün gençlik denince akla çoğu zaman tecrübesizlik, sabırsızlık ya da hata yapma eğilimi gelir. Oysa İslam tarihine ve özellikle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatına baktığımızda, gençlerin ne kadar değerli bir yere sahip olduğunu açıkça görürüz. Efendimiz, gençleri küçümseyen değil, onlara güvenen; dışlayan değil, sorumluluk veren bir önderdir. Henüz 20'li yaşlarında olan gençleri büyük görevlerle onurlandırmıştır. Hz. Ali, İslam’ın ilk yıllarında genç bir delikanlı olarak ilk iman edenlerden biri olmuş, Bedir’de, Uhud’da ve Hendek’te İslam sancağını en ön safta taşımıştır. Mus’ab bin Umeyr, genç yaşında Medine’ye öğretmen olarak gönderilmiş ve İslam’ın orada yayılmasına öncülük etmiştir. Üsame bin Zeyd, sadece 18 yaşındayken büyük bir orduya komutan tayin edilmiştir. Düşünün ki orduda Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gibi büyük sahabeler varken Efendimiz gençlerle sadece emir-komuta ilişkisi kurmamış; onları anlamış, dinlemiş, değer vermiştir. Onlarla sohbet etmiş, dertlerini dinlemiş, hatalarını yargılamadan düzeltmiştir. Bir gün bir genç, zinaya meyilli olduğunu söyleyerek Rasûlullah’a gelir. O’nun tepkisi asla azarlamak olmaz. Sakinlikle, anlayışla ve örnekler vererek gencin kalbine nasihatte bulunur. Sonunda o genç, kötülükten tamamen uzaklaşır. Çünkü merhametle yaklaşılmıştır. Hz. Peygamber, gençlerin potansiyeline inanırdı. Onları yarının değil, bugünün insanı olarak görürdü. Bu yaklaşım, gençlerin hem özgüvenini artırdı hem de İslam toplumunun kısa sürede güçlenmesini sağladı. Efendimizin bu tavrı, aynı zamanda tüm zamanlara ışık tutan bir eğitim modelidir, Anlayarak yaklaş, güven ver, sorumluluk ver. Bugünün gençleri teknolojiyle büyüyor, bilgiye anında ulaşıyor ama çoğu zaman rehberlikten, ilgi ve sevgiden mahrum kalıyor. Oysa onların da Hz. Peygamber’in gençlere gösterdiği anlayışa, güvene ve ilgiye ihtiyacı var. Gençleri kazanmak; onlara nasihat etmekten önce, onları dinlemekten geçer. Hz. Peygamber’in izinden giden bir toplum, gençlerini dışlamaz, aksine elinden tutar, yönlendirir, yüceltir. Hz. Muhammed (s.a.v.), gençleri sadece geleceğin değil, bugünün kahramanları olarak görmüştür. Onlara güvenmiş, onları eğitmiş ve ümmetin en sağlam temellerini onların omuzlarına emanet etmiştir. Bugün bizlere düşen görev, O’nun gençlere yaklaşımını örnek almak ve gençlerimizi anlayarak, severek, destekleyerek topluma kazandırmaktır.