Unutmaya Çalıştıkça Hatırladıklarım

İnsanın belleği kimi zaman inatçı bir çiçek gibi. Üzerine ne kadar toprak atılsa da, ne kadar bastırılmak istense de bir gün bir yerden filizleniyor. Ben de yıllar boyunca bazı anıları toprağa gömdüğümü sandım. Oysa sadece üzerini örttüm. Ne zaman ki bir şarkı duysam, bir kokuyla karşılaşsam, hiç beklemediğim anda karşıma çıkıyorlar. Hatırlamak istemediğim yüzler, yeniden duyduğum cümleler, kalbime dokunan ama aynı zamanda canımı yakan hisler.

Bir gün bir sokakta yürürken, uzaktan gelen simitçinin sesi bana çocukluğumu hatırlattı. Sabahları evin içinde dolaşan o telaş, annemin mutfakta hazırladığı kahvaltı, babamın ayakkabısını aceleyle giyişi gözümün önünde canlandı. Üzerinde hâlâ ütü buharı tüten bir gömlekle evden çıkışını, arkasından kapıyı sessizce kapatışını dün gibi hatırladım. Zamanın üzerinden yıllar geçmiş olsa da, o görüntü belleğimde tazeliğini koruyordu. Unuttuğumu sanmıştım, oysa sadece gizlemişim. Pazar yerlerini de unutamadım. Tezgâhların arasında yürürken satıcıların bağırışları, sebzelerin kokusu, kalabalığın içindeki canlılık bana çocukluğumu yeniden yaşatıyor. Annemin elime tutuşturduğu fileyi sıkı sıkıya kavrayışımı, pazarlık yaparken yüzündeki inadı, eve dönüş yolunda ağırlaşan torbaların kolumu acıtışını anımsıyorum. O günlerde şikâyet ettiğim yorgunluk şimdi özlem gibi geliyor. İnsan zamanla fark ediyor ki aslında hatırlamak istemediğimiz anılar bile bizi büyütmüş, şekillendirmiş. Çocukluğumun parkında sallandığım salıncağı da hatırlıyorum. O gıcırtılı zincir sesini, gökyüzüne her yükseldiğimde kalbimde hissettiğim hafifliği… O salıncağa sığmıyorum artık, ama o kahkahalar hâlâ kulağımda. Belki de en çok özlediğim şey, hiçbir sorumluluğun olmadığı, küçük mutluluklarla yetinilen o günler. İnsan büyüdükçe daha çok unutmaya çalışıyor, ama unuttukça da içindeki çocuğu kaybediyor. Zamanla fark ettim ki unutmaya çalıştıkça aslında daha çok hatırlıyorum. Çünkü zihnim unutuşu bir çaba, hatırlamayı ise bir zafer gibi görüyor. Ne kadar bastırırsam o kadar güçlü geri dönüyor. Bellek dediğimiz şey, insanı hayata bağlayan zincirin halkaları gibi. Koparmak istedikçe daha da sıkı sarılıyor. Belki de unutmak dediğimiz şey, sadece anının üzerindeki tozunu almak. O kadar silikleşiyor ki gözümüze görünmüyor ama en küçük esintide yeniden parlıyor. Bir kokunun insanı yıllar öncesine götürebileceğini hiç düşünmezdim. Eski bir defteri açarken sayfaların arasında saklı kalan kurumuş çiçeğin kokusu beni lise yıllarıma götürdü. Sınıfta gülüşen arkadaşlarımı, ilk defa hissettiğim heyecanları, gençliğin o kaybolmaz telaşını yeniden hatırlattı. O günlerde dünyayı değiştirecek gücüm olduğunu sanırdım. Şimdi dönüp bakınca, o masumiyetin değerini daha iyi anlıyorum. Şunu öğrendim: Unutmak istemek boşuna bir savaş. Hatıralar, iyi ya da kötü, bize aittir. Onlar bizim kim olduğumuzu anlatır. Kaçsak da peşimizden gelirler, saklansak da gölgemiz olurlar. O yüzden ben artık unutmamaya karar verdim. Acı da olsa, gülümsetse de, özletse de hatırlamayı seçiyorum. Çünkü hatırladıklarım, beni ben yapan en derin izlerim.

Ve anlıyorum ki unutmaya çalıştıkça hatırladıklarım aslında yaşadığımı, sevdiğimi, kırıldığımı, hayal kurduğumu ve mücadele ettiğimi gösteriyor. Onları unutsaydım belki daha az acı çekerdim ama daha az insan olurdum. O yüzden belleğimin mahzenini kapatmıyorum artık. İçeri giriyor, tozlu raflara dokunuyor, bazen gözlerim doluyor, bazen yüzümde küçük bir gülümseme beliriyor. Ama her defasında şunu biliyorum: Hatırlamak da bir tür şükür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şule Nallı Arşivi

Küçük Mutlulukların Büyük Tesiri

12 Ağustos 2025 Salı 10:18

Deniz Turizmi ve Şehrin Yeni Kimliği

06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:24

Alevlere Karşı Duran Şehitlerimiz

29 Temmuz 2025 Salı 09:50

Yanıyoruz Ama Hâlâ Uyanmıyoruz

29 Temmuz 2025 Salı 09:48

Yatırım mı Teselli mi

22 Temmuz 2025 Salı 11:25

Aşırı Sıcaklar ve İş Gücü

16 Temmuz 2025 Çarşamba 10:16

Bitmeyen Mezuniyet

16 Temmuz 2025 Çarşamba 10:15

Geçinemiyoruz Demek Suç Değil

09 Temmuz 2025 Çarşamba 09:08

Yaz Tatillerinde Güvenliğin Unutulması

25 Haziran 2025 Çarşamba 09:37