Sorumluluk, bilgisi ve bilinci olana düşer. Dolayısıyla, ülke
sorunlarına çözüm üretme konusunda kendisini sorumlu ve görevli
hissedenlere, ülkeyi yönetmeye talip olanlara, genel anlamda, aydınlar
kesimine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Tarım sektörünün mensupları
olarak, mesleki ve çalışma alanları olarak, uygulamayı yürütecek konumdaki bizler; yüklenen bu sorumluluğu gereğince yerine getirmek zorundayız.
Tarım ve sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde üretimde
meydana gelen değişimler küreselleşme süreci boyutunda hızla otomasyon
sistemine giderek, üretimin hızı ve üretilen ürünün kalitesini değiştirmiş, en
son teknolojileri kullanmak suretiyle değişik marka ve modelde ürünü üretip
sürekli bir değişim sirkülasyonunda olan talebe anında cevap verebilen bir
sanayi yapısı oluşmuş ve ilerleyen süreçte de bilgi toplumu ortaya çıkmıştır.
Günümüzde toplum, giderek artan bir oranda, işletmelerin sosyal sorumluluk
üstlenmeleri konusunda baskı yapmaya başlamış ve bunun sonucunda
topluma hizmet amacı gözetilmeksizin, sadece kar amacına yönelen
firmaların başarı şansı azalmıştır. Artık yöneticiler, erk ve yetkilerini
kullanırken toplumsal eğilimlerden büyük ölçüde etkilenerek kararlarını
insani, sosyal, politik, yasal ve etik boyutlarını düşünmeden alamaz hale
gelmiş, işletmelere bir takım olanaklar sağlayan ve bazı kısıtlamaları da
beraberinde getiren çevresel faktörleri de dikkate almak zorunda
kalmışlardır. Bu nedenle, yaşamak ve varlık sürdürmek isteyen işletmelerin,
toplumun istek ve ihtiyaçlarına duyarlı olması, çevreyi koruması ve ahlaki
davranabilmesi vazgeçilmez bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.