Göknur Çekilmez
Öğretmen Doğan Güneşe Benzer
Baş öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk sayesinde geldi bu ülkeye bir çok yenilik. Oydu kara tahtanın başına geçip öğretti yeni alfabeyi öğrenciye. Oydu Türk Milletine okuması, eğitimde ilerlemesi ve çağdaşlaşması yolunda atması gereken adımları gösteren. Ne çok şanslıyız ki Türklerin bir atası var. Biz ondan öğrendik öğretmene verilen değeri. Öğretmenin bu ülkedeki konumunun kıymetini.
Bugün okulumuza giderken elimizi kolumuzu sallayarak, korkmadan, çekinmeden gidebiliyorsak Atatürk sayesinde. Bugün öğretmenimizin gücü değer bulduysa Atatürk sayesinde. Öğretmenini seven her kişi Atatürk'ü sevdiği içindir öğretmene sevgisi. Bizler baş öğretmenimiz Atatürk'ümüzün öğrencileriyiz. Onun gösterdiği yolda, ilimle, bilimle gelecek nesilleri yetiştirmeye adandık. Öğretmen demek Atatürk'ün bizlere verdiği bu vatanın üzerinde vatan sevgisi, millet sevgisi ile donatılmış bireyler yetiştirmek demektir. Kimse unutmaz ilkokul Öğretmenini. Kimse unutmaz ilkokuldaki öğretmeni ile yaptığı dersleri, gezdiği yerleri, yerli malı haftalarını. Öğretmen deyince herkesin içinde ona beslediği kocaman sevgi ve saygı gelir. Bir öğrencinin gözünde ilk öğretmeni ikinci annesi, babası gibidir. O kadar bağlıdır ki öğrenci öğretmenine onu kızdırmakdır en çok korktuğu şey. Kimisinin gözünde korkunç biri olarak yansırken, kimilerinin de özlemle hatırladığı bireylere dönüşür. Öğretmenliğin tanımını yapmak zordur aslında. Öğretmen herşeydir. Anne, baba, ev, arkadaş, sırdaş...
Mesela kimse unutmaz ilkokuldaki yerli malı haftalarını, piknik gezilerini. Çünkü öğrencinin unutmamasındaki en büyük etken öğretmen o tarz etkinliklerde resmi görevinden uzaklaşıp tıpkı anne baba gibi sahiplenici, arkadaş gibi içten bazen de bir abla gibi samimi davranır. En güzel günlerimizin o zamanlar olacağını nerden bilebilirdik. Şimdi sorsan hangimiz gitmek istemez o günlere? Hangimiz istemez çöp kutusu başında kalem açma bahanesiyle edilen sohbetleri. Kim istemez teneffüslerde atlanılan ipleri, oynanılan futbolları. Yaşamımızın en güzel geçen yıllarıymış da kıymetini bilememişiz. Geçen günlerden çok kıymet bildiğimiz tek şek öğretmenimizmiş ki adını bile yıllar geçmesine rağmen unutmadık. İlkokul numarasını kimse unutmaz mesela. Hepsi öğretmenler sayesinde bizlere o günleri verdikleri için çok şanslıyız.
Öğretmen olan kişi dünyaya şanslı doğanlar arasındadır bence. Herkesin yapabileceği bir meslek grubu değil öğretmenlik. Sınavı kazanmayı herkes yapabilir ama önemli olan öğretmenlik yapabilmektir. Eğitimini verdiği öğrencileri ayrım gözetmeden, eksiksiz şekilde, layıkıyla görevini yapabilmektir. Çünkü gelecek nesili yetiştiriyorsunuz. Bundan daha büyük bir sorumluluk olabilir mi? Düşünsenize öğrencilerinizin hepsi atanmış, memur, doktor, avukat, mühendis gibi önemli meslek gruplarına yerleşmiş bir öğretmen için ne büyük nimettir. Nasıl güzel bir mutluluktur bu. İşte sen layıkıyla yaparsan görevini sonucunda mutlu olman kaçınılmazdır. Ama ders anlatmak meslekten çıkıp maksat gün geçirmek düşüncesiyle açarsan gözünü arkanda koskoca bir vicdan seni bekliyordur. Sonuçları ne mi olur, hırsız, uyuşturucu bağımlısı, adam öldürmekten zevk alan, vatan haini, her türlü kamuya zarar verme gibi nerde menfi davranış varsa onu işleyen bireyler bırakırsın geleceğe. Oysa Atatürk'ümüz ne demiş,
"Öğretmen doğan güneşe benzer, etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okur."
Yarınlarımızın her daim güneş gibi parlak, yetişen nesillerimizin karanlıklarımızı aydınlattığı bir gelecek diliyorum. Öğretmenler gününüz kutlu olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.