Öğretim, belli bir amaca göre, belli bilgileri edinme ve verme işidir. Bugün ülkemizde öğretim ve eğitim faaliyetlerinin yürütücüsü
öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı,Yüksek Öğretim Kurumu ve çeşitli
kurum ve kuruluşlardır. Bu çalışmada, kurum ve kuruluşların görev
alanlarının ayrıntılarına girilmeyecektir. Ancak, ülkemizde her dalda
verilen öğrenim faaliyetleri çağın gereklerine göre yeterli olduğu söylenemez. Küreselleşmenin gereği olan bilgi ve birikimin edinilebilmesi
ve ulaşılabilmesi için öğretim konuları yeniden çağın ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmeli, kurumsal anlamda ilköğretimden itibaren yüksek öğretim kurumları da dahil olmak üzere öğretim programları çağın gelişim ve değişimine göre yeniden yapılmalıdır.
Eğitim, bireyi alanında yetiştirmek ve geliştirmektir. Bireylerin
toplum yaşayışlarında yerlerini alabilmeleri için, bilgi, beceri elde
etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmektir. Bu anlamda
belli bir alanda öğrenim yapmak, başarıya ulaşmada her zaman yeterli
olmaz. Edinilen bilgilerin çağın gelişim ve değişimine göre yenilenmesi
ve eksikliklerin giderilmesi gerekir. Örneğin; kişi tıp fakültesini bitirmiş
doktor olmuş, uzmanlık eğitimini almış artık ben doktor oldum, uzman
oldum alanımda her türlü bilgiyi öğrendim yeter deme hakkı yoktur.
Sürekli yeni bilgileri takiple ve edinmekle bilgilerini yenilemek durumundadır. Bu durum yalnız bu meslek mensupları için değil, hakim, savcı, avukat, noter, mimar, mühendis ve öğretmen gibi veya başka
meslek mensupları yönünden de bu bir zorunluluktur. Onun içindir ki kamu hizmetlerinde çalışanlar zaman zaman meslek içi eğitime ve kurslara tabi tutulmaktadırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.