
Adem Çetin
Zorla(n)mak
Bugünlerde çok duyuyorum: Nasibimi zorladım başardım! Nasip, kader, kısmet vs. ne kadar çok kullanıyoruz. Kendimize soralım. Biz her şeyi yeterince zorluyor muyuz? Yeterli zaman vermeden kısmette yokmuş deyip bırakıyor muyuz? İlk zorlukta kaçıyor muyuz? Yeterince gücümüz mü yok? Hayat bize hep gol mü atıyor? Neden hep yanlış soruların peşinden gidiyoruz? Zorlanmadan başarı gelir mi? Hadi, düşünelim…
Bir öğrenci yeterli seviyede çalışmadığı zaman ister istemez bu duruma kayıtsız kalamıyorum. Bir sıkıntı mı var dediğimde onlarca bahane ve arkasından ben istesem de başarılı olamam diyor. Bunun tersi bir durumda ise velilerimiz, aman hocam biz çektik onlar çekmesin diye zorlamıyoruz. Aslında zorlasak çok daha iyisi çıkar. Neden zorlamıyoruz? Acaba zorlama ve rahat bırakmak arasındaki dengeyi kuramıyor muyuz? Günde iki saat akademiye zaman ayıran çocuklar çok rahat başarılı oluyorlar. Çok değil on beş dakika kitap okusak, bir test paragraf çözsek işler mis gibi gidecektir. Bunun yerine masadan tabağını kaldırmayan, ödevlerini ebeveynleri yapan çocuklar yetiştirdik. Emeksiz yemek olmaz. Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Onlarca güzel atasözü sayabilirim sizlere…
Kısmet deyip şansını ve azmini sonuna kadar zorlamayan onlarca gencimiz başarısız olunca hayat yarışında geri kalmış, mutsuz bireylere dönüşüyorlar. Yeterli motivasyonu sağlamalı ve bu çocuklara kaderin gayrete âşık olduğunu anlatmak gerekiyor. Zorlamak ve zorlanmanın önemli olduğunu önce biz anlayalım sonra çocuklarımıza öğretelim. Neden sınavlara çalışmak zorunda olduğumuz meselesini hep bir bahane olarak kullanıyoruz. Geceleri uykusuz kalan diğer arkadaşlarımızı geçemediğimiz için sürekli bahanelere veya kadere sorumluluk yüklüyoruz. Kendimize gelelim. Biz sabah ezanı ile kalkıp günü iki günmüş gibi soluksuz çalışan dedelerimizin torunuyuz. Tembellik iliklerimize kadar işlemiş. Ne diyor ilk yazıtlarımızda: Ey Türk! Titre ve kendine gel! Artık kendimize gelelim ve çalışmanın, çok çalışmanın önemini kavrayalım. Zorlanmadan, zorlamadan başarı gelmez.
Benim en sevdiğim sözlerden biridir. “Çay koyun yeniden başlıyoruz.” Yeniden başlayalım, tekrar çalışalım, tekrar deneyelim ama lütfen bir şey yapalım. Necm suresinde “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” der. Dünyanın en başarılı insanlarına bakalım. Zorlamışlar, zorlamışlar ve bir daha zorlamışlar. İlk ayağı kaydığında bıraksalardı şimdi onların adını bile bilmezdik. Türkler her kaybedişten sonra yeni devletler kurmuşlardır. Bağımsız olmayı ve inat etmeyi asla bırakmamışlar. Bizler şimdilerde ise tembelliğin dibine vuruyoruz. Sahi bu tembellik bize nereden bulaştı?
Ben yeterince gücümüz olduğunu fakat gücümüzü gereksiz alanlarda harcadığımızı düşünüyorum. Uyku sorunumuzu çözmeliyiz. Teknolojik aletlere sınırlı sürelerde bakmalıyız. Günümüzü güzel bir şekilde planlamalıyız. Çok emek verirsek aldığımız başarı bizim için de çok değerli olur. İşimizin kıymetini biliriz ve daha başarılı işler ortaya koyarız. Bizler hayatımıza bunu yerleştirirsek çocuklarımıza öğretmede ve onlara örnek olmada zorlanmayız.
Zorlamadan, zorlanmadan başarı olmaz olursa bunun adı başarı olmaz. Zorlayalım, gençlerimize de zorluğun güzelliğini anlatalım. Gülü seveceksek dikenine katlanacağız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.