Veteriner Hekimler Birliği: Deli dana hastalığında kesin tanı yok
Son günlerde Ankara’da ve Bolu’da halk arasında “deli dana hastalığı” olarak belirtilen Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (CJD) veya varyantı olan vCJD vakalarının görüldüğüne dair iddialar ülke gündemine bomba gibi oturmuştu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulanan Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, tanının kesinleşmediğini ve halkta panik oluşturmanın yanlış olduğunu söyledi. Türkiye’de bugüne kadar doğrulanmış bir variant CJD veya sığırlarda BSE vakası bulunmadığını vurgulayan Eroğlu, “Laboratuvar bulgularında net bir Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (CJD) tablosu yok. Bolu’daki iddialar da doğrulanmadı” dedi. Hastalığın ölümcül ve tedavisiz olduğunu ancak etkin denetimle önlenebileceğini kaydeden Eroğlu, “Kesinleşmemiş vakaların ‘deli dana’ olarak sunulması etiği açısından doğru değildir” dedi.
“TANI KESİNLEŞMEDİ, PANİK OLUŞTURMAK YANLIŞ”
Ankara ve Bolu’da “deli dana hastalığı” olarak ifade edilen vakalarla ilgili basında yer alan iddialar üzerine açıklama yapan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, “Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde halk arasında “deli dana” olarak bilinen merkezi sinir sistemini etkileyen hastalık şüphesiyle tedavi gören bir kişiyle ilgili tanının kesinleşmediği, laboratuvar bulgularında net bir CJD tablosu olmadığı açıklanmıştır. Bolu’da “beyin-omurilik sıvısında testi pozitif çıktı” iddiaları da doğrulanmamış, Sağlık Bakanlığından resmî bir açıklama yapılmamıştır” diye konuştu. Kesinleşmemiş vakaların “deli dana” olarak sunulmasının etik açısından doğru olmadığını belirten Eroğlu, bu tür paylaşımların halkta gereksiz paniğe yol açabileceğini vurguladı.
“TÜRKİYE’DE DOĞRULANMIŞ VAKA YOK”
Halk arasında “deli dana hastalığı” olarak bilinen, bilimsel adıyla Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE) olan hastalığın detaylarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Eroğlu, “Sığırların Süngerimsi Beyin Hastalığı olan BSE, sığırların merkezi sinir sistemini etkileyen, prion adı verilen anormal proteinlerin yol açtığı ölümcül bir nörolojik, kronik dejeneratif hastalıktır. Bu hayvanlara ait dokuların tüketilmesi neticesinde insanlarda bu hastalık, Variant Creutzfeldt-Jakob Hastalığına (vCJD) neden olmaktadır” şeklinde konuştu. Hastalığın özellikle 1990’lı yıllarda Avrupa’da koyun ve sığırlarla ilişkilendirilmiş olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Dünya genelinde yalnızca 232 insan vakası bildirilmiştir. Vakaların çoğu 1998–2003 yılları arasında Avrupa’da görülmüştür” dedi. Ancak hastalığın o yıllarda İngiltere başta olmak üzere sığır varlığında önemli kayıpların oluşmasına neden olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’de ise bugüne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından doğrulanmış bir vCJD vakası bildirilmediğine işaret eden Eroğlu, “Benzer şekilde Türkiye’de sığırlarda da BSE hastalığı tespit edilmemiştir” dedi.
KULUÇKA SÜRESİ UZUN, DENETİM ŞART
Sığırlarda görülen BSE ve insanlarda neden olduğu vCJD’nin kuluçka süresinin oldukça uzun olduğunun altını çizen Eroğlu, “Bu süre sığırlarda 3-7 yıl olarak bilinmektedir. Bu nedenle veteriner ve beşerî sağlık otoritelerinin sürveyans ve kayıt sistemlerini koordineli biçimde yürütmesi gereklidir” dedi.
BELİRTİLER DEĞİŞEREK DEVAM EDİYOR
İnsanlarda paniğe yol açan hatalığın belirtilerine de değinen Eroğlu, hastalığın erken döneminde davranış değişiklikleri, anksiyete, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, hafıza kaybı, konuşma bozuklukları ve yorgunluk gibi psikiyatrik belirtiler görülebileceğini söyledi. Hastalığın ilerleyen evlerinde belirtilerin değiştiğine dikkat çeken Eroğlu, “İlerleyen evrelerde koordinasyon bozukluğu, kaslarda istemsiz kasılmalar, denge kaybı, görme bozuklukları, konuşma güçlüğü ve ağır nörolojik kayıplar ortaya çıkar. Hastalık ilerleyici ve ölümcüldür; tanı çoğu zaman ölüm sonrası özellikle beyin dokusunun analizlerle kesinleşir ve günümüzde etkili bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle esas olan hastalıktan korunmaktır. şeklinde konuştu.
EN ETKİLİ KORUNMA YOLU: DENETİM VE İZLEME
Eroğlu, hastalığa neden olan prion proteinlerinin klasik pişirme ve sterilizasyon yöntemlerine karşı dirençli olduğunu kaydetti. Bu nedenle de Eroğlu, sığırlarda veya sığır etlerinde hastalığın veteriner hekimler tarafından teşhis edilerek şüpheli olanların gıda zincirinden çıkarılmasını, en etkili korunma yöntemi olarak gösterdi. Doğrulanmamış haberlerle paniğe neden olunmaması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Halk sağlığı açısından öncelikli husus, riskli materyallerin gıda ve yem zincirinden uzak tutulması, et ve et ürünlerinin denetimlerinin kesintisiz sürdürülmesidir. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının ulusal prion hastalıkları izleme ağını etkinleştirmesi, laboratuvar kapasitesini güçlendirmesi büyük önem taşımaktadır.”
Kaynak:haberilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.