Uzm. Psikolog Sümeyye Özcan
Şiddetin En Masum Hedefi: Narin
Bir çocuğun ölümüne sebep olmak veya bir çocuğu öldürme düşüncesi, psikoloji alanında derin ve karmaşık bir konudur. Bu tür olaylar genellikle akıl sağlığında ciddi bozulmalar, yoğun travma, patolojik durumlar ya da bazı ekstrem psikolojik bozukluklar çerçevesinde ele alınır. Böylesi trajik ve yıkıcı bir eylemin psikolojik dinamiklerini anlamak için, bir dizi faktörün bir araya gelmesi gerektiğini bilmek önemlidir. Son günlerde Türkiye'de 8 yaşındaki Narin Güran ise çocuk cinayetlerinden biri. Diyarbakır'da taşlarla doldurulmuş bir çuval ile nehre atıldı. Bunu yapan ya da yapanlar ise birçok psikolojik sebep ile yapmış olabilir.
1. Psikopatoloji ve Şiddet
Bir çocuğun öldürülmesi, genellikle psikopatolojik rahatsızlıklarla ilişkilendirilir. Psikopatlar veya anti-sosyal kişilik bozukluğu olan bireyler, empati kurma yeteneklerinin eksikliği nedeniyle başkalarına zarar verebilirler. Bu kişiler, insan hayatına ve özellikle savunmasız bireylere karşı duygusal bir boşluk içerisinde olabilirler. Çocuklar, fiziksel ve duygusal açıdan en savunmasız kesimi oluşturdukları için bu tür şiddet eğilimli bireylerin hedefi haline gelebilirler.
2. Travma ve Ruh Sağlığı
Ağır travma yaşayan bazı bireyler, çocukluklarında maruz kaldıkları şiddet ve kötü muamele nedeniyle ilerleyen yaşlarda saldırgan davranışlar geliştirebilirler. Travmaya dayalı öfke, çaresizlik ya da kontrol kaybı hissi, bireyin çocuklara karşı şiddet eğilimi göstermesine neden olabilir. Bu tür vakalarda, geçmişte yaşanan travmaların işlenmemesi ve duygusal yaraların derinliği, çocuğa zarar verme eylemine yol açabilir.
3. Psikoz ve Halüsinasyonlar
Bazı psikiyatrik rahatsızlıklar, özellikle şiddetli psikotik epizodlar, bireyin gerçeklik algısını bozabilir. Şizofreni gibi psikozla ilişkili rahatsızlıklar, bireyin halüsinasyonlar ve delüzyonlar yaşamasına sebep olabilir. Bu tür bozukluklarla mücadele eden bazı kişiler, gerçeklikten koparak bir çocuğu tehdit olarak algılayabilir ve bu algıya dayalı şiddet içeren eylemlerde bulunabilirler.
4. Toplumsal ve Ailevi Faktörler
Bazı durumlarda, ailevi veya toplumsal baskılar da bu tür trajik olaylara zemin hazırlayabilir. Örneğin, aile içi şiddet, istismar ve ihmal gibi faktörler, bir çocuğun hayatına son verilmesine yol açan felaketlerin temelini oluşturabilir. Bu tür olaylar, ebeveynler ya da bakıcılar arasında bir güç dengesizliği, aşırı stres ve çaresizlik duyguları sonucunda meydana gelebilir.
5. Yas ve Psikolojik Etkiler
Bir çocuğun ölümüne neden olma eylemi sonrasında, eylemi gerçekleştiren kişi, genellikle çok yoğun bir suçluluk duygusu ve pişmanlık yaşar. Bu, bir yandan kişisel bir trajedi yaratırken, diğer yandan toplumun geri kalanına büyük bir psikolojik yük getirir. Hem failler hem de mağdur yakınları, bu tür olayların ardından yaşam boyu sürecek psikolojik yaralarla baş etmek zorunda kalabilirler.
6. Etik ve Empati Yoksunluğu
Çocuk öldürme eylemi, etik açıdan en kabul edilemez ve derinden kınanan davranışlardan biridir. İnsanın en temel içgüdülerinden biri olan hayatta kalma ve başkalarını koruma, bu tür bir eylemde yok olur. Empati eksikliği, duygusal soğukluk ve diğerlerini birer "nesne" gibi görme eğilimi, bu tür eylemlerin ardındaki psikolojik mekanizmalardan biri olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.