Unutulmaya yüz tutmuş sanatı Safranbolu’dan Ankara’ya taşıdı
Karabük’ün Safranbolu ilçesinde cam üfleyerek sanatını yaşatan Mehmet Emin Gelir, 35 yıllık birikimini Ankara'ya taşıdı. Tarihi çarşının içinde yer alan küçük atölyesinde çalışmalarını sürdüren Gelir, Altındağ Belediyesi tarafından Altınköy Açık Hava Müzesi’nde kurulan stantlarda yerini aldı. Ulus’a konuşan cam üfleme sanatçısı Gelir, sanatın Türkiye genelinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Gelir, “Geleneksel sanatlarımızı yaşatmak sadece icra etmekle olmaz, anlatmak ve sevdirmek de gerekir. Ben de bu anlayışla sanatımı hem göstererek hem de uygulamalı olarak tanıtarak aktarıyorum” dedi.
“İCRA ETTİĞİM SANATI ANKARA'YA TAŞIDIM”
Unutulmaya yüz tutmuş zarif cam üfleme sanatını yaşatmak için yıllardır emek verdiğini dile getiren Mehmet Emin Gelir, camla ilk tanışmasını, “İstanbul’da çırak olarak başladım bu yola. Bir atölyeye girdim ve camla çalışmak beni derinden etkiledi, adeta büyüledi. Zamanla bu sanat hayatımın vazgeçilmezi haline geldi. 2007 yılında Safranbolu’ya taşındım. Bu tarihi kente cam üfleme sanatını kazandırmayı, ona kültürel bir zenginlik katmayı kendime görev bildim” sözleriyle anlattı. Cam üfleme sanatını uygulamalı olarak tanıtmak amacıyla Karabük’ün Safranbolu ilçesinden geldiğine dikkat çeken Gelir, “Ustalarımdan öğrendiğim ve 35 yıldır icra ettiğim sanatı Ankara'ya taşıdım. Geleneksel sanatlarımızı yaşatmak sadece icra etmekle olmaz, anlatmak ve sevdirmek de gerekir. Ben de bu anlayışla sanatımı hem göstererek hem de uygulamalı olarak tanıtarak aktarıyorum. Bu nedenle Altındağ Belediyesi’nin davetlisi oldum” diye konuştu.
ÜRÜNLERİ MURANO CAMLARDAN ÜRETİYOR
Camları 800 derece ısıda eriterek objelere dönüştürdüğünü kaydeden Gelir, birçok farklı ürün üretiyor. Kolye, semazen, yüzük, nar, biblo, kandil, sürahi ve mumluk gibi hediyelik ürünler hazırlayan Gelir, camların özel ithal camlar olduğunu dile getirdi. Renkli camların doğrudan ham halinde geldiğini ve eritme yöntemiyle işlendiğini söyleyen Gelir, “Kullandığımız camlar maalesef geri dönüşüm değil. Bunlar İtalya’dan gelen özel ithal camlar. Tanesi 20 ile 30 Euro arasında değişiyor. ‘Murano’ camı deniyor bunlara, çok kaliteli camlardır” dedi. Çalışmalarını atölyesinde yer alan “şalama” adı verilen ocakta yaptığını belirten cam üfleme ustası, “Bu ocakta yüksek ısıyla camı eritiyor, sonra da şekil veriyoruz. Genelde küçük objeler, kolyeler, küpeler, biblolar yapıyoruz. Şu minnacık objeleri 2-3 dakikada çıkarabiliyoruz” sözleriyle üretim sürecini özetledi.
“GENÇLER SANATA SIRT ÇEVİRİYOR, ÇIRAK BULAMIYORUZ”
Cam üfleme sanatının geleceği için endişeli olduğunu ifade eden Gelir, mesleğin devamlılığı konusunda en büyük sıkıntının çırak yetişmemesi olduğunu söyledi. Gelir, “Şu anda çırak yetiştiremiyoruz. Dükkanlara çırak zor geliyor, gelince de hemen gidiyor. Şu an tek başımayım” diyerek içinde bulunduğu durumu özetledi. Gençlerin el sanatlarına yeterince ilgi göstermediğini kaydeden Gelir, “Sadece bizim meslek değil, genel olarak bütün sanat dallarına karşı bir soğukluk var. Bizim meslek neredeyse son ustalarla birlikte kaybolacak gibi” dedi. Gençlere çağrıda bulunan Gelir, “Gençlere tavsiyem şu; elbette okuyun, eğitim alın ama sanatı da ihmal etmeyin. Sanat insana hem beceri kazandırır hem de ruhunu besler. Bu iş gelir de getirir. Güzel bir yerde dükkân açarsan, sergi açarsan kazancı da iyi olur” şeklinde konuştu. Öğrenme sürecinin zorluklarını da anlatan Gelir, “Bu iş sabır ister. Ama emek verdiğinde karşılığını da verir. Aşağı yukarı 5-6 ay bir atölyede çıraklık yapsan, sonra kendi başına geliştirebilirsin,” diyerek bu sanatın öğrenilebilir olduğunun da altını çizdi.
Kaynak:haberilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.