Klinik psikologlar uyarıyor: Olumsuz haberler depresyonu tetikliyor

Klinik psikologlar uyarıyor: Olumsuz haberler depresyonu tetikliyor
Arka arkaya olumsuz haberlere maruz kalmanın kişi üzerindeki etkileri hakkında Ulus’a konuşan Uzman Klinik Psikolog Sümeyye Özcan, negatif haberlerin kaygı ve depresyon riskini artırdığını belirtti.

Günümüzde insanlar, haber siteleri ve sosyal medya aracılığıyla günün büyük bir kısmını haberler ve gelişmelerle geçiriyor. Arka arkaya maruz kalınan şiddet, kaza, doğal afet ve suç haberleri, farkında olmadan pek çoğumuzu etkiliyor. Olumsuz haberlere maruz kalmanın psikolojik ve fizyolojik etkilerini hakkında Ulus’a özel açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Sümeyye Özcan, olumsuz haber akışının bireylerde kaygı, stres ve korku duygularını tetiklediğini belirtti. Negatif içeriklere sürekli maruz kalmanın kaygı ve depresyon riskini yükselttiğini belirten Özcan, uykusuzluk, çarpıntı, baş ve kas ağrıları gibi psikosomatik etkilerin de görülebileceğini vurguladı. Özcan, olumsuz haberlerin toplumsal dayanışmayı güçlendirebileceği gibi öfke, kutuplaşma ve sosyal gerginlikleri de artırabileceğine dikkat çekti.

“ENDİŞE VE KORKU GİBİ DUYGULARINI TETİKLER”

Günümüzde insanların büyük bir kısmının zamanını haberler ve sosyal medyada geçirdiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sümeyye Özcan, gün içinde çok sayıda habere maruz kalan bireylerin, özellikle olumsuz içeriklerle karşılaştığında ciddi psikolojik etkiler yaşayabileceğini belirtti. Özcan, şu bilgileri verdi:

“Olumsuz haberlere devamlı maruz kalmak ise kişinin endişe ve korku gibi duygularını tetikler. Negatif haberler beyinde amigdalanın devreye girmesine sebebiyet verir. Bu durum vücutta stres hormonu kortizolün salgılanmasını artırır. Yüksek düzeyde salgılanan kortizol ise hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan yıpratıcı olacaktır.”

NEGATİF HABERLER KAYGI VE DEPRESYON RİSKİNİ ARTIRIYOR

Özcan, olumsuz ve kaotik içerikli haberlere sürekli maruz kalmanın bireyler üzerinde ciddi psikolojik etkiler oluşturabileceğinin altını çizdi. Karşılaşılan haberlerin kişinin beyni üzerindeki etkisinin tam olarak bilinmediğini ancak duygu durumu ve stres seviyesinde belirleyici rol oynadığını söyleyen Özcan, “Örnek vermem gerekirse, cinayet haberleri insanların stres seviyelerini ciddi düzeyde tetiklerken durumu fazla içselleştiren bir kişi dışarıya karşı sürekli tetikte olabilir ve depresif düşüncelerini arttırabilir. Bu da o kişinin hayat kalitesini düşürür” ifadelerini kullandı.

“UYKU DÜZENİNİ VE SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”

Olumsuz içerikli haberlere sürekli maruz kalmanın yalnızca psikolojik değil, fizyolojik sağlık üzerinde de ciddi sonuçları olabileceğini sözlerine ekleyen Özcan, “Beden ve düşünceler bir bütündür. Düşüncelerimizden etkilenen vücut ise yaşanan kaygıyı hissedecektir. Olumsuz haberleri içselleştiren kişi yoğun kaygı hissedecektir. Yoğun kaygı bireyin sağlığı üzerinde önemli ölçüde olumsuz sonuçlara yol açabilir ve çeşitli psikosomatik ve fizyolojik belirtiler ortaya çıkabilir” diye konuştu. Kaygının çarpıntı, uyku düzeninde bozulma, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi belirtilerle kendisini gösterebileceğini söyleyen Özcan, olumsuz haberlerin farkında olunmadan günlük yaşam kalitesini düşürdüğünü belirtti.

ÇOCUK VE ERGENLER HABERLERİ YETİŞKİN GİBİ ALGILAMIYOR

Olumsuz haberlerin çocuklar ve ergenler üzerindeki etkilerinin yetişkinlerden farklı olduğunu dile getiren Özcan, “Herhangi olumsuz bir haberi çocuk ve ergenlerin yetişkinler gibi yorumlayabileceğini söyleyemeyiz. Bütün bu yaş gruplarında bilişsel, duygusal ve psikososyal gelişim süreçleri birbirlerinden oldukça farklıdır” dedi. Yetişkinler üzerinde bile yoğun olumsuz etkiler bırakan haberlerin, çocuk ve ergenler için çok daha karmaşık bir sürece yol açabileceğini kaydeden Özcan, “Soyut ve somut algımız farklıdır. Örneğin, yetişkinler için ölüm gibi soyut bir kavram somutlaştırılabilirken çocuk ve ergenlerde bu o kadar kolay değildir. Bu nedenle olumsuz haberlerin etkisi de aynı olmayacaktır” şeklinde konuştu.

HEM OLUMLU HEM OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR

Olumsuz haberlerin, bireylerin öz farkındalığını artırmasının yanı sıra toplumsal dayanışmayı da tetikleyebildiğini sözlerine ekleyen Özcan, “Yakın geçmişte örnek olarak verebileceğimiz, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i vahşice katleden Semih’in olayı toplumda büyük bir infial yaratmış ve sosyal medyada ciddi bir tepki doğurmuştu. Benzer şekilde, uzun süredir devam eden İsrail’in Filistin’e uyguladığı zulüm de küresel ölçekte sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşarak insanların ortak bir hassasiyet geliştirmesine yol açtı” ifadelerini kullandı. Olumsuz haberlerin etkilerine dair uyarıda da bulunan Özcan, “Sürekli olumsuz içeriklere maruz kalmak bazı kişilerde öfke patlamalarına, kutuplaşmaya ya da sosyal ilişkilerde gerginliklere de sebep olabilmektedir” dedi.

Kaynak:haberilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.