Topraksız tarım şehirleşmiş alanlarda yaygınlaşacak

Geleceğin tarımı olarak görülen topraksız tarım, neredeyse her yerde yapılabiliyor. Üretici Elmas Neyran Heper, bu yöntemin kapalı alanlarda, seralarda ve hatta evlerde bile uygulanabileceğini belirtti. Topraksız tarımın normal tarıma kıyasla daha verimli ve hızlı olduğunu vurgulayan Heper, “Ortalama olarak 1’e 10 oranında bir verimlilik söz konusu. Bununla birlikte normal tarıma kıyasla hasat süreleri yarı yarıya düşüyor” dedi.

Üretilen ürüne ihtiyacı olan her şeyin doğal olarak verilebildiğini belirten Heper, “Eğer isterseniz neredeyse yüzde 100’e yakın bir organiklik elde edebiliyorsunuz” diye konuştu.

Yeşil Elmas Tarım firmasının sahibi Elmas Neyran Heper, topraksız tarımın şehirleşmiş yapılar içinde yayılarak geleceğin tarımı haline geleceğini açıklamalarına ekledi.

HER YERDE YAPILABİLİYOR

Topraksız tarımın neredeyse her yerde yapılabildiğini belirten Üretici Elmas Neyran Heper, “İster bizim sistemimiz gibi kapalı alan içinde ister de arsa üzerinde sera şeklinde bu sistemler kurulabiliyor. Bu tamamen üreticinin isteğine bağlı. Üretici bahçesinde sera şeklinde de yapabilir, evinin terası ya da bir odasında da yapabilir. Topraksız tarımı alışveriş merkezlerinde dahi yapanlar var. Tüm iklimlendirmeyi kendimiz yapıyoruz. Bu nedenle neredeyse her yerde yapılabilir. Özellikle gelecek yıllarda şehirleşmiş alanlarda daha yaygın olarak gerçekleştirileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

TOPRAĞA GÖRE DAHA VERİMLİ

Elmas Neyran Heper, topraksız tarım ile ortalama olarak bir dönümden on dönümlük ürün alınabildiğini söyleyerek, “Topraksız tarımın kendi içindeki model ve yapılara göre bu miktar değişebiliyor. Dikey tarım veya yatay tarım olması ve yetiştirilen ürün gibi çeşitli etkenler bulunuyor. Ama ortalama olarak 1’e 10 olarak bir verimlilik söz konusu. Bununla birlikte normal tarıma kıyasla hasat süreleri yarı yarıya düşüyor.

Örneğin normal tarımda 70 günde hasat edilen bir ürün topraksız tarım ile 30 gün gibi bir sürede hasat edilebiliyor. Bu modele ve ürüne göre değişiyor. Bu nedenle topraksız tarım geleceğin tarımı diyebiliriz. Verimliliği ve tasarrufu karşılaştırıldığında normal tarıma göre ciddi bir avantajı söz konusu” dedi.

“İHTİYACI OLAN HER ŞEYİ VEREBİLİYORUZ”

iklimlendirme ve ışıklandırma sistemleri ile birlikte bitkilerin ihtiyacı olan her şeyin doğal yollarla verilebileceğini belirten Heper, şu ifadeleri kullandı:

“Üretilecek ürüne göre mineral ve vitaminler verip, ürünlerin sağlıklı bir şekilde yetişmesini sağlıyoruz. Toprak söz konusu olmadığı için zararlı haşere ve böcek sorunumuz da olmuyor. Bununla birlikte ilaçlama yapmak da gerekmiyor. İlaçlama yapılmadığı için hem ürünlere zararlı kimyasallar temas etmiyor hem de ekstra bir bütçe kullanmak durumunda kalınmıyor”

ORGANİKLİĞİ YÜZDE 100’E YAKIN

Heper, topraksız tarımın iki şekilde yapılabildiğini söyleyerek, “Bunlardan birisi akan su kültürü. Bu modelde bitki vitaminlerini sadece sudan alıyor. Suyun içine sadece gerekli olan bitki takviyelerini koyuyorsunuz. Diğeri de katı ortam kültürü modeli. Bu modelde de organik ve organik olmayan olarak iki seçeneğiniz bulunuyor. Eğer organik bir şekilde yapmak isterseniz neredeyse yüzde 100’e yakın bir oran yakalıyorsunuz. Burada seçim üreticiye ve şartlarına bağlı. Biz katı ortam kültür modeli ile ürettiğimiz mikro yeşilliklerle neredeyse yüzde 100 organiklik oranına sahibiz” diye konuştu.

Elmas Neyran Heper, “Ankara’da topraksız tarım ile mikro yeşillik üreten bildiğim kadarıyla sadece biz varız. Bizim dışımızda duyduğumuz Beypazarı’nda bir yer var. Orası da havuç, salatalık ve domates yetiştiriciliği yapıyor. Bir de Gölbaşı’nda ABB’nin teşvik ve eğitim amaçlı bir tesisi bulunuyor. Bunların dışında Ankara’da topraksız tarım ile üretim yapan başka kimse yok. Bu konuda şu an ilk ve tekiz" dedi.