İzmir, İstanbul, Muğla ve Balıkesir kıyılarında endişelendiren görüntü

Ege Denizi’nde deprem fırtınası sürerken, İzmir, İstanbul, Muğla ve Balıkesir kıyılarında ortaya çıkan görüntü endişelere yol açtı. Sözkonusu illerin kıyılarında sular çekilmeye başladı. Özellikle İzmir'in Çeşme ilçesinde kıyı kesimlerde suların çekilmesi dikkat çekti. Alaçatı Port mevkisindeki çekilme yaklaşık 300 metreye ulaştı. Birçok kuşa ev sahipliği yapan Karşıyaka Azmağı'nda da suların çekildiği gözlendi.

Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İstanbul Silivri, İzmir Çeşme, Karşıyaka ve Seferihisar, Muğla Bodrum ve Balıkesir Burhaniye kıyılarında suların çekilmesi “deprem habercisi mi” sorusunu gündeme getirirken, odatv konuyu ODTÜ Öğretim Üyesi ve Uluslararası Jeoloji ve Jeofizik Tsunami Komisyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner’e sordu.

GÜNLER SÜREBİLİR

odatv’nin haberine göre, Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner “Son günlerde bazı kıyı illerimizden peş peşe gelen su çekilmesi olaylarının Ege’deki deprem fırtınası ile bir bağlantısı olabilir mi” sorusuna şu cevabı verdi: “Bu kıyılarda yaşanan su çekilmeleri tamamen rüzgarlara bağlı. Mevcut etki kuzeyli rüzgarlardan geliyor, yani poyraz esiyor. Güneye bakan kıyılarımızda suyun çökmesi de buna bağlı. Bahsettiğimiz çökme günler sürebilir. Yatık eğimli bölgelerde bu olay hep yaşanıyor. Yani su çekilmelerinin depremle bir ilgisi yok. Tamamen meteorolojik olaylar.”

TSUNAMİ RİSKİ VAR MI?

Prof. Yalçıner’e “Depremlerse jeolojik ve volkanik… Ege Denizi’nde yaşanan deprem fırtınası nedeniyle Santorini Adası ve ülkemizin kıyı illerinde uyarılar yapılıyor ve önlemler alınıyor. Siz 30 yıldan daha uzun bir süredir bölgede kapsamlı araştırmalar yapıyorsunuz. Sizce bu depremler daha büyük bir depreme yol açar mı? Ve elbette tsunami riski açısından siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye de soruldu.

SANTORİNİ’YE 5 KEZ GİTTİM

Yalçıner “Santorini’ye 5 kez gittim, yerinde araştırmalar da yaptım. Bölgeyi sizin de dediğiniz gibi uzun bir süredir araştırmaktayız. Mevcut depremler birkaç ay içinde durabilir - ki öyle olmasını ümit ediyoruz. Ancak durmama ihtimali de var. Ben, bu depremlerin büyük bir depreme yol açacağını düşünmüyorum. 1956 yılında burada meydana gelen 7.7’lik depremin ardından 50-60 yıl sonra o kadar enerji birikmesini bekleyemeyiz. Meydana gelebilecek deprem en fazla 7 büyüklüğünde olabilir. Ve bunun sonucunda meydana gelebilecek tsunami kıyılarımızda ölümcül bir etkiye sahip olmaz. Bunun üzerine geliştirdiğimiz modellemeye göre öngörümüz bu şekilde” diye konuştu.

DİKKATLİ DAVRANILIRSA CAN KAYBI YAŞANMAZ

ODTÜ Profesörü Yalçıner “Bir de volkan patlaması ihtimalinden söz ediliyor. Bu durumda neler yaşanabilir” sorusu üzerine ise şunları kaydetti:

“Orada bulunan Kolumbo Volkanı patlarsa ortaya çıkacak tsunaminin bizim kıyılarımızda maksimum 2 metrelik yükselme yaratacağını öngören bir modelleme üzerinde çalışmalar yaptık. Bu volkan daha önce 1650 yılında patladığında krater çökmesi olduğunu biliyoruz. Didim kıyılarında keşfedilen tsunami tortulları da 1,5 metre yükseklikte ve 100 metreyi kapsıyor. Yani büyük bir yıkımın meydana gelmediğini söylemek mümkün.

Eğer dikkatli davranılır, farkındalık tam oluşturulursa can kaybı yaşanmayacaktır. Kandilli ve AFAD’ın erken uyarı sistemi ile kayıplara karşı önlemler hala alınıyor. Kıyı illerimizde sıklıkla uzman toplantıları düzenleniyor ve hazırlıklar eksiksiz yapılıyor.

Ancak volkan patlarsa bunun kül dağılımı, basınç dalgası dolaşımı gibi başka etkileri olacaktır. Tabi böyle bir senaryoda kül dolaşımı, uçak seferlerinin durması gibi başka olasılıklar var. Biz yine de patlamayacağını umut edip her türlü tedbiri alarak hazırlıklara devam etmeliyiz.”

İzmir'de korkunç olay: Bebeğini denize attı