Çanakkale geçilmedi: Büyük zaferin 110’ncu yılı

Çanakkale geçilmedi: Büyük zaferin 110’ncu yılı
Türk milletinin kahramanlık destanı “Çanakkale geçilmez” sözüyle tarihe kazınan 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110’uncu yıl dönümü tüm yurtta törenlerle anılıyor.

Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisinin en büyük destanlarından biri olan 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110’uncu dönümü tüm yurtta anılıyor. Seyit Onbaşı’nın insanüstü mücadelesi, Denizde Nusret Mayın Gemisi’nin kritik rolü ve Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki Mehmetçik’in siperlerde yazdığı kahramanlık, bu büyük zaferin temel taşlarını oluşturdu. 18 Mart 1915’te Osmanlı ordusunun, güçlü İtilaf donanmalarına karşı sergilediği tarihi direniş, “Çanakkale geçilmez” sözünü tarihe kazıdı. 500 binden fazla kaybın verildiği bu çetin savaş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembolü hâline geldi. Her yıl 18 Mart’ta düzenlenen törenlerle, bu eşsiz zafer ve kahraman şehitlerimiz anılmaya devam ediyor. Vatan topraklarını savunmak için binlerce Mehmetçiğin, gözünü kırpmadan canını ortaya koyduğu zaferin hikâyesi…

1-001.jpg

ÇANAKKALE BOĞAZI'NA YÖNELİK İLK SALDIRI

İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u ele geçirerek İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın kontrolünü sağlamayı, Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakıp İttifak Devletleri'ni zayıflatmayı ve Rusya'ya güvenli bir erzak ve askeri tedarik yolu açmayı amaçlamışlardı. Bu hedefle de ilk olarak Çanakkale Boğazı'nı kuşatmayı planladılar. Fakat saldırıları başarısızlıkla sonuçlandı ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Hem deniz hem de kara savaşlarında her iki taraf da büyük kayıplar vermişti.

OSMANLI SAVAŞA NASIL DAHİL OLDU?

1 Ağustos 1914 yılında Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan etmesinin hemen ardından Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ile bir ittifak anlaşması yaparak savaşın taraflarından biri olma yolunda önemli bir adım attı. Bu anlaşma, Osmanlı’nın Almanya önderliğindeki İttifak Devletleri safında yer alacağını gösteriyordu. Enver Paşa, Çanakkale Boğazı'nın savunma düzenlemelerinin yetersizliği ve askeri hazırlıkların tamamlanmamış olması gibi sebeplerle savaşa doğrudan katılmayı geciktirmek istiyordu. Fakat Almanya, Osmanlı’nın bir an önce savaşa dâhil olmasını istiyor ve bu konuda baskı yapıyordu. Bu süreç, Britanya donanmasından kaçan Goeben ve Breslau adlı Alman savaş gemilerinin İstanbul’a gelmesiyle kritik bir noktaya ulaştı. Osmanlı donanmasına katılan bu gemiler, 27 Ekim 1914’te Karadeniz’e açılarak Rus limanlarını bombaladı. Bunun üzerine Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na resmen savaş ilan etti ve Osmanlı savaşa fiilen dâhil olmuş oldu.

EN GÜÇLÜ SALDIRI 18 MART 1915’TE GERÇEKLEŞTİ

1914 yılı Eylül ayında, Birleşik Krallık Savaş Konseyi Sekreteri Albay Hankey, Winston Churchill'in de desteğiyle, Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgal edilmesini öngören bir planı konseyin onayına sundu. Plan, çeşitli aşamalardan geçerek hayata geçirildi. 1915 yılının Şubat ayında Birleşik Krallık ve Fransa'ya ait savaş gemileri Boğaz'a yönelik geniş çaplı saldırılara başladı. 19 ve 25 Şubat 1915 tarihlerinde gerçekleştirilen yoğun bombardımanlar neticesinde, Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı, giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi yönünde emir verdi. 18 Mart 1915 yılında ise, en büyük saldırı gerçekleşti. Bunun sonucunda müttefik donanması ağır kayıplar vererek büyük bir başarısızlığa uğradı ve deniz harekâtını sonlandırmak zorunda kaldı.

ÇANAKKALE BOĞAZI’NDA KARA HAREKÂTI PLANI

İstanbul'a deniz yoluyla ulaşmanın imkansız olduğu anlaşılınca, Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek için kara harekâtı planı oluşturulmuştu. Plan ile Fransa ve Britanya kuvvetleri, 25 Nisan 1915 yılında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde 5 noktada karaya çıkarıldı. Seddülbahir ve Arıburnu'nda köprübaşları kurmayı başarsalar da, Osmanlı kuvvetlerinin sert savunmaları ve zaman zaman düzenledikleri karşı taarruzlar nedeniyle başarılı olamadılar. Ardından, 6 Ağustos 1915'te Suvla Koyu'na yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapıldı. Ancak 9 Ağustos'ta Mustafa Kemal'in komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, Birinci Anafartalar Muharebesi'nde İngilizlerin geri çekilmesini sağladı. Mustafa Kemal ertesi gün, Kocaçimentepe-Conk Bayırı hattında yapılan karşı taarruzla Anzak birlikleri de geri atıldı. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamadı. İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye edildi.

NUSRET MAYIN GEMİSİ'NİN KRİTİK ROLÜ

Türk milletinin direncinin simgesi haline gelmiş olan Çanakkale Savaşı, iki aşamalı bir zaferin ardından kazanıldı. İlk aşamada, Çanakkale Deniz Savaşı, 3 Kasım 1914 ile 18 Mart 1915 tarihleri arasında gerçekleşti. İtilaf Devletlerinin amacı, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u ele geçirerek Boğazlar'ı kontrol altına almaktı. Çanakkale Boğazı, İstanbul’un savunulmasında kritik bir noktadaydı; Boğaz'ı geçmek, İstanbul’u ele geçirmek için zorunluydu. İtilaf Devletleri, Çimenlik ve Kilitbahir mevkiilerindeki tabyalar ile sahildeki bataryaları susturmayı planladı. Bu amaç doğrultusunda taarruz 3 Kasım 1914'te başladı. Fransız ve İngiliz savaş gemileri, Türk mevzilerine yoğun bir bombardıman başlattı. Ancak Türk topçusu, düşmanın ilerlemesine izin vermedi. Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Bey, Boğaz'a mayın döşenmesi talimatını verdi. Bu talimat doğrultusunda Binbaşı Nazmi Bey, Nusret Mayın Gemisi ile 26 mayını Boğaz’a döşedi. 18 Mart 1915’te ise İtilaf Devletleri’nin büyük taarruzu başladı.

DÜŞMAN, TÜRK ASKERİNİN AZMİYLE PÜSKÜRTÜLDÜ

Çanakkale, düşmanın denizden geçemediği, karadan ise Gelibolu üzerinden başlattığı saldırıların tarihiydi. 25 Nisan 1915 yılında kritik anın kahramanlarından biri olan Mustafa Kemal, sadece bir zafer hedefiyle değil, aynı zamanda bir milletin bağımsızlık umuduyla askerlere, “Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir” diyerek tarihi emir verdi. Çanakkale Kara Savaşları, 25 Nisan 1915'te başladı ve tam 7 ila 8 ay süren mücadeleyle Türk milletinin direnişiyle taçlandı. Atatürk'ün komutasındaki Mehmetçik, her bir çatışmada kahramanca savaştı. Arıburnu'ndan Conkbayırı'na, birinci ve ikinci Anafartalar’a kadar her cephede düşman, Türk askerinin azmiyle geri püskürtüldü. Gelibolu'nun topraklarında verilen bu mücadele, sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda milletin iradesinin simgesiydi. Atatürk ve Mehmetçik, deniz zaferini, kara zaferiyle taçlandırarak, Çanakkale'yi Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembolü hâline getirdi. Zafer, sadece askerlerin değil, milletin ortak direnişinin ve kararlılığının zaferiydi. Tarihin en büyük ve en çetin savaşlarından birinin yaşandığı Çanakkale'de hem karada hem denizde verilen mücadelelerde iki taraf 500 binden fazla zayiat verdi.

Kaynak:haberilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.