Galericiler uyarıyor: Otomobil yatırım olmaktan çıktı

Galerici Hasan Canpolat, 2025 yılı otomotiv piyasasını Ulus’a değerlendirdi. Yılın ilk altı ayının 2024’ün etkisinde geçtiğini dile getiren Canpolat, yüksek enflasyon, kur farkı ve çip krizinin fiyat dengesini bozduğunu söyledi. Otomobilin yatırım aracı olmaktan çıktığını kaydeden Canpolat, sigorta, kasko ve bakım masraflarının yükselmesiyle araçların sadece ihtiyaç ürünü hâline geldiğini belirtti. İkinci el piyasasının internete taşındığını dile getiren Canpolat, büyük pazarların cazibesini yitirdiğini söyledi. Elektrikli araçların özellikle beyaz yakalılar arasında statü göstergesi olarak tercih edildiğini aktaran Canpolat, altyapı ve servis sorunlarının devam ettiğini, gelir farklarının tüketim alışkanlıklarını belirlediğini ifade etti.

İLK 6 AY 2024’ÜN ETKİLERİ HİSSEDİLDİ

2025 yılının ilk yarısının, büyük oranda 2024 yılının oluşturduğu belirsizliklerin gölgesinde geçtiğine dikkat çekerek cümlelerine başlayan Oto Galerici Hasan Canpolat, “Yüksek enflasyon, kur farkı ve çip krizinin etkileri piyasada dengelerin oturmasını engelledi. 2024’ten gelen balon fiyatlar vardı. Araçlar ya gereğinden pahalıya satıldı ya da fiyat düşüşleri insanları zarara uğrattı. Kimi vatandaş pahalıya aldı, satamadı; kimi ucuz yakaladı, kâr ederim diye elinde tuttu. Ama piyasa stabil değildi” diye konuştu. Ayrıca, sıfır araçlarda uygulanan 6 ay ve 6 bin kilometre satamama kuralının da yeniden uzatıldığını hatırlatan Canpolat, “Yasa, normal tüketiciyi korumak için çıkarıldı. Fakat bazı kişiler yine farklı yöntemlerle ticarete çevirdi. Herkesin uyuması gereken bir düzen, ama suistimaller var” dedi.

OTOMOBİL ARTIK YATIRIM ARACI DEĞİL

2025 yılı itibarıyla otomobilin yatırım aracı olma özelliğini yitirdiğini söyleyen Canpolat, “Eskiden insanlar ‘paramı dolarda mı tutayım, arabaya mı yatırayım?’ diye düşünürdü. Şimdi tablo değişti. Sigorta, kasko, bakım masrafları inanılmaz arttı. Örneğin sigorta 5 bin liradan 25-30 bine çıktı. İnsan kaza yapmasa bile bu parayı ödüyor. Böyle olunca araba artık yatırım değil, sadece ihtiyaç ürünü oldu” ifadelerini kullandı. Sosyal medyanın tüketici davranışlarını yönlendirdiğini de belirten Canpolat, “İnsanlar sürekli sosyal medyadan etkileniyor. Bir markanın reklamını görüyor, hiç test etmeden alıyor. Türkiye’de bir aracın gerçekten kendini kanıtlaması için 5 yıl kullanılması gerekir” dedi. Özellikle Çin menşeli bazı markaların zamanla “makyajının döküldüğünü” ifade eden Canpolat, sunroof’tan su alma, direksiyon erimesi gibi şikâyetlerin arttığını belirtti.

İKİNCİ EL PAZAR İNTERNETE TAŞINDI

İkinci el otomobil pazarlarının eski cazibesini kaybettiğini ifade eden Canpolat, “Artık Ankara’da büyük pazarlar yok. Satışlar sahibinden.com gibi platformlara taşındı. İnsanlar evinde otururken kendi arabasının değerine bakıyor, başka illerdeki araçları takip ediyor. Bursa’daki galerici İstanbul’daki araçtan haberdar, hepimiz organize oluyoruz” diyerek, satışların tamamen internete kaydığını söyledi.

KREDİ KARTIYLA TAKSİTLİ ARAÇ SATIŞI ARTTI

Canpolat, galerilerde kredi kartıyla taksitli satışların arttığını dile getirdi. Bunun bankalar üzerinden işlediğini sözlerine ekleyen Canpolat,“100 bin lira eksiği olan müşteri, bunu 10 taksite bölmek istediğinde banka yüzde 3,5 komisyon ekliyor. 100 bin lira 135 bin liraya çıkıyor. Biz kendi paramızı alıyoruz, banka müşteriden farkı tahsil ediyor. Kart kullanımı arttı ama oran yüzde 20 civarında. Çünkü limitler kısıtlı, herkesin kartı dolu” şeklinde konuştu. Otomobil fiyatlarının artık belli bir seviyede oturduğunu ve büyük artış beklenmediğini de ifade eden Canpolat, “Artık arabadan yüksek kâr beklentisi bitti. Sadece küçük bir kesim ufak al-sat yapıyor. Ancak genel olarak herkes arabayı ihtiyaç için alıyor. Fiyatlar enflasyonla birlikte oturdu, stabil hale geldi. 2025’te otomobil artık yatırım aracı değil, tamamen ihtiyaç ürünü” diye konuştu.

“ELEKTRİKLİ ARAÇLAR STATÜ GÖSTERGESİ OLDU”

Canpolat, elektrikli araçların Türkiye’de özellikle beyaz yakalı çalışanlar tarafından tercih edildiğini söyledi. Bu eğilimin bir statü göstergesi olduğunu söyleyen Canpolat, “Beyaz yakalı için elektrikli araç, teknoloji ve farklılık göstergesi. Evinde üç ekranlı bir aracı, yüz tanıma sistemiyle kişisel ayar yapan bir otomobili kullanmak, yaşam tarzının parçası. Ama altyapı sorunlu. Sanayide ustalar elektrikli araçlara müdahale edemiyor. Şarj istasyonlarında uzun kuyruklar oluşuyor. Türkiye servis ağı açısından hazır değil” şeklinde konuştu. Elektrikli araçların toplumdaki gelir farklılıklarını da yansıttığını söyleyen Canpolat, “İki mühendis yüksek maaşla Tesla alabilir. Ama maaşı sınırlı olan memur veya özel sektör çalışanı için bu mümkün değil. Onlar daha geleneksel, yakıtlı araçlarla devam ediyor. Gelir seviyesi, tüketim kültürünü belirliyor” dedi.