Bilişim teknolojileri öğretmenleri ortaokul ve liselere atanamıyor
Mesleki eğitimde yaşanan ciddi sorunları Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası Genel Başkanı Şahap Yılmaz Ulus’a değerlendirdi. Bilişim teknolojileri öğretmenlerinin ortaokul ve liselere atanamamasının mağduriyet oluşturduğunu söyleyen Yılmaz, bu durumun dijital okuryazarlığı olumsuz etkilediğini vurguladı. Okul yöneticilerinin ihtiyaç analizi yapmadan bölümleri kapatmasının öğretmenleri norm fazlası hâline getirdiğini belirtti. Branş dışı öğretmenlerle yapılan staj denetimlerinin yetersiz olduğunu dile getiren Yılmaz, proje okullarında da liyakat eksikliği, sürdürülebilir olmayan iş birlikleri ve atama belirsizliklerinin öğrencileri mağdur ettiğini ifade etti. Yılmaz, gelen şikâyetler doğrultusunda birçok konuda girişimlerde bulunduklarını belirterek, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini detaylarıyla paylaştı.
BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÖĞRETMENLERİNE ATAMA ENGELİ
Mesleki eğitimde yalanan sorunları dile getiren Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METESEN) Genel Başkanı Şahap Yılmaz, bilişim teknolojileri öğretmenlerinin son düzenlemeyle artık ortaokul ve liselere atanamamasının, ciddi bir mağduriyet oluşturduğunu belirtti. Bu durumun bilgisayar öğretmenleri arasında huzursuzluğa sebep olduğunu kaydeden Yılmaz, konuyla ilgili şunları aktardı:
“Daha önce bilgisayar öğretmenleri ortaokul ve liselerde ders veriyordu. Ancak yapılan son düzenlemeyle bu imkan ortadan kalktı. Oysa günümüzde her öğrencinin dijital okuryazarlık kazanması gerekiyor. Ortaokulda da, lisede de, halk eğitim merkezlerinde de bilgisayar öğretmeni görev almalı. Bu sorunla ilgili resmi yazılarımızı gönderdik, web sitemizden kamuoyuna duyurduk. Acilen çözülmesini bekliyoruz.”
“GÖRÜŞ ALINMADAN BÖLÜMLER KAPATILIYOR”
Okul yöneticilerinin, öğretmenlerin ve sektörün görüşünü almadan, keyfi şekilde okul bölümlerini kapattığını dile getiren Yılmaz, “Bir okulda çocuk gelişimi alanında 50, elektrik-elektronikte 100, muhasebe ve finansmanda 200 öğrenci var. Müdür, ‘Muhasebeyi kapatalım, başka alan getirelim’ diyor. Ne öğretmenin, ne öğrencinin, ne sektörün görüşü alınıyor. Hiçbir ihtiyaç analizi yapılmadan alınan bu kararlar öğretmeni norm fazlası hâline getiriyor. Uygun okul bulamayan öğretmen, joker gibi ilçe ve il müdürlüklerinin emrine verilerek, sürekli farklı yerlerde görevlendiriliyor. Bu, hem öğretmenin hem ailesinin psikolojisini olumsuz etkiliyor, eğitimde verimi düşürüyor” diyerek durumun vahametini açıkladı. Okul yöneticilerinin ne yapması gerektiği konusunda çözüm önerileri sunan Yılmaz, “Alanların kapatılması kararı alınırken sektör talepleri ve iş gücü ihtiyaçları dikkate alınmalı. Öğretmenlerin ve öğrencilerin görüşü alınmalı. Tercih oranları analiz edilerek veriye dayalı karar verilmelidir” dedi.
“BRANŞ DIŞI ÖĞRETMENLERLE DENETİM OLMAZ”
Yılmaz, işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin stajlarını denetleme görevinde yaşanan sorunlara da değindi. Yeni mevzuatla birlikte, meslek öğretmeni olmayan branşlardaki öğretmenlerin de staj denetimine dahil edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Yılmaz, “Coğrafya öğretmeni makine, bilgisayar ya da muhasebe öğrencisinin stajını nasıl denetleyecek? O öğrencinin müfredatına hakim değil. Bizim yaptığımız sadece denetim değil, rehberlik de. Staj yeriyle ilgili bir sorun olduğunda nasıl anlayacak? Çocuk, bu dersten geçemezse sınıfta kalıyor. Öğretmen bu öğrencinin yüzde 80’lik öğrenme düzeyine ulaşıp ulaşmadığını nasıl değerlendirecek? Bu uygulama hem öğrenciyi hem öğretmeni mağdur ediyor. Branş dışı öğretmenlerle denetim olmaz” ifadelerini kullandı. Yılmaz, Genel bilgi dersi öğretmenlerinin koordinatörlük yapmasına izin veren düzenlemenin yürütmesinin durdurulması için sendika olarak Danıştay’a dava açtıklarını dile getirdi.
PROJE OKULLARININ İSMİ VAR, İÇERİĞİ YOK
Proje okulu uygulamasının meslek liselerinde de yer aldığını ancak atamalarda şeffaflık ve liyakatin olmadığını belirten Yılmaz, “Proje okullarında görev alacak öğretmen ya da yöneticiler için hiçbir kriter belirlenmemiş. Sadece okulun adı ‘proje okulu’. Oysa proje okulları sektörle ortaklaşa yürütülen, mezuniyet sonrası istihdam garantisi sunan özel bir yapı olmalı. Diyelim bir plastik fabrikasıyla okul protokol yaptı, atölye kurdu. Sonra fabrika iflas etti, okul ne olacak? Öğrenciler açıkta kalıyor” şeklinde konuştu. Proje okullarının tüm illerde eşit imkanlarla faaliyet göstermesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Atama ve görevlendirme kriterleri belirlenmeli. Proje iş birlikleri sürdürülebilir ve alternatifli hale getirilmeli” dedi.
ÖĞRENCİLER AŞIRI DERS YÜKÜ ALTINDA EZİLİYOR
Son olarak Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’ndeki haftalık ders saatlerinin yoğunluğuna dikkat çeken Yılmaz, “Öğrenciler haftalık 43 ila 46 saat ders görüyor. Bu yük altında çocuk ne sanata ne spora zaman ayırabiliyor. Bu durum öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimini engelliyor” diyerek bu durum öğrencilerin okul tercihlerini olumsuz etkilediğini vurguladı. Yılmaz, öneri olarak ders yükünün 32 ila 36 saate indirilmesi gerektiğini söyledi.
Kaynak:haberilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.