Tekin Altuğ’dan iklim krizi uyarısı: “Ankara, Riyad’a dönüşebilir”

İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Kent Konseyi Çevre ve İklim Meclisi Üyesi Tekin Altuğ, iklim krizinin büyükşehirlere etkisi hakkında Ulus’a önemli açıklamalarda bulundu. Ankara’daki iklim krizinin alarm verdiğini söyleyen Altuğ, “Ankara, önlem alınmazsa 30 yıl içinde Riyad gibi aşırı sıcak bir iklime dönüşebilir” dedi. Altuğ, şehirlerin iklim kriziyle mücadelesinde oynadığı kritik rolü ve Ankara’nın geleceğini etkileyen çevresel tehditleri gözler önüne serdi. Altuğ, Los Angeles örengini de vererek alınması gereken tedbirler hakkında açıklamalarda bulundu.

“ANKARA RİYAD’A DÖNÜŞEBİLİR”

Ankara’da iklimsel dönüşümün alarm verici seviyelere ulaştığını belirten İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Kent Konseyi Çevre ve İklim Meclisi Üyesi Tekin Altuğ, geçmişte yapılan hatalı kent planlamasına dikkat çekti. “Cam cepheli binalar Anadolu iklimine uygun değil” diyen Altuğ, sadece Söğütözü bölgesinde bu yapıların ortalama sıcaklığı +1 derece artırdığını ifade etti. Bu yapıların hem yaz hem kış döneminde yüksek enerji tüketimine neden olduğunun altını çizen Altuğ, “Eğer Ankara gerekli önlemleri almazsa, önümüzdeki 30 yıl içinde iklimi Riyad’a, İstanbul’un iklimi ise Kahire’ye benzeyecek. Nitekim Ankara’da daha önce hiç karşılaşmadığımız kompürtansi gibi hava olaylarını artık görmeye başladık. Maalesef durum bu; geldiğimiz nokta, bu gidişle daha da kötüleşebilir” şeklinde konuştu.

“DÜZENLEMELERİ ÜLKEMİZE UYARLAYARAK UYGULAMALIYIZ”

İklim krizinin dünyadaki en büyük tehdit olduğuna işaret eden Altuğ, Avrupa Birliği’nin 2028 sonrası kamu binalarında ve 2030’dan itibaren tüm yeni yapılarda yenilenebilir enerjiyi ile ısıtma soğutma yapılma şartı getirildiğine atıf yaptı. “Ankara'yı korumak zorundayız. Ankara'nın etrafını korumak zorundayız. Kendimizi korumak zorundayız. Onun içinde bu düzenlemeleri ülkemize uyarlayarak uygulamalıyız” diyen Altuğ, bilimin önüne geçmeye çalışan emperyal bakış açılarına rağmen Türkiye’nin bu dönüşümü gerçekleştirmek zorunda olduğunu ifade etti. Kentlerin daha kompakt hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Altuğ, plansız kentleşmenin sera gazı salımını artırdığını ifade etti.

ANKARA’YA, LOS ANGELES ÖRNEĞİ

Kuraklıkla mücadelede noktasında dünyadan alınabilecek ilham verici örneklerin olduğunu dile getiren Altuğ, Los Angeles’ın attığı adımları örnek gösterdi. Los Angeles’ın bundan yaklaşık 40 yıl önce Amerika'nın en susuz kenti olduğunu hatırlatan Altuğ, “Los Angeles, yapılan önlemlerle, alınan ön tedbirlerle, yapılan bilimsel çalışmalarla şu anda tüm su sorununu çözmüş bir şehirdir. ‘Bu sorun nasıl çözüldü?’ derseniz; yağmur suyu hasadı sistemleri kurdular, barajları siyah toplarla kaplayıp buharlaşmayı azalttılar. Çok ciddi atık su geri dönüşümü yapılıyor. Şu anda su sorununu yaşamayan kentlerde bir hale geldi” diye konuştu. Altuğ, bu sistemlerin Ankara gibi şehirlerde uygulanabileceğini kaydetti.

“İKLİM KRİZİNE KARŞI ÖNLEM ALINMALI”

Otomotiv ve kimya sektörlerinin çevreye en fazla zarar veren, ama aynı zamanda en fazla önlem alan sektörler olduğunu vurgulayan Altuğ, “Türkiye, son 40 yılda tatlı su göllerinin yüzde 60’ını kaybetti. En büyük nedenlerden biri sanayinin kontrolsüz su kullanımı. Sanayi tatlı suyu kullanıyor. Buralarda da özellikle iklim krizini tetikleyen unsurları engelleyecek önlemlerin alması lazım” diye konuştu. İzlanda’da katıldığı bir çalıştayda “havadan karbon yakalama” teknolojisini incelediğini söyleyen Altuğ, bu sistemlerin Türkiye’deki sanayi bölgelerinde uygulanmasının artık zorunlu hâle geldiğini belirtti. Ayrıca yeraltı sularının beslenememesi sonucu oluşan obruklara da dikkat çekerek, yağmur suyunun yer altına kazandırılması gerektiğini ifade etti.