Selanik’ten Ankara’ya uzanan bir anı: Atatürk Evi Müzesi
Yunanistan'ın Selanik kentinde yer alan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ev olarak bilinen Atatürk Evi, 1981 yılında Selanik’teki orijinal evin birebir benzeri olarak, Ankara, Atatürk Orman Çiftliği’ne inşa edildi. Atatürk’ün 100’üncü doğum yılı kapsamında Ankara Ticaret Odası’nın girişimiyle hayata geçirilen müze, 10 Kasım 1981’de kapılarını ziyaretçilere açtı. Üç katlı yapıdan oluşan müze, Ulu Önder’in çocukluk yıllarını ve dönemin yaşam kültürünü yansıtan özgün detaylarla donatıldı. Kilerden hizmetçi odasına, geleneksel oturma düzeninden Şarköy kilimlerine kadar her unsur, ziyaretçileri adeta Atatürk’ün Selanik’teki evine götürüyor. Müzede sergilenen Atatürk’e ait kişisel eşyalar ise ziyaretçilere yalnızca bir tarih gezisi değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurma fırsatı da sunuyor. Atatürk’e ait kişisel eşyaların sergilendiği müze, hem tarihi dokusuyla hem de manevi değeriyle büyük ilgi görüyor.
SELANİK’TEKİ EVİN BİREBİR AYNISI
Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği Selanik’teki ev, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasının ardından Türkiye sınırları dışında kalıyor. Lozan müzakereleri sırasında Selanik’in yeniden ana vatan sınırlarına dâhil edilmesi arzusu gerçekleşmiyor ve bu durum Atatürk için büyük bir üzüntüye neden oluyor. 1981 yılında Atatürk’ün 100’üncü doğum yılı kutlamaları kapsamında, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Galip Gençoğlu’nun önerisiyle, Selanik’teki evin birebir benzeri olacak şekilde bir Atatürk Evi inşa edilmesi planlanıyor. Bu öneri, yönetim kurulu üyeleri ve Başbakan Vekilleri tarafından büyük bir coşkuyla kabul görüyor ve proje hızla hayata geçiriliyor.
Atatürk Orman Çiftliği’nde tahsis edilen arsa üzerine inşa edilen evin temeli 19 Mayıs 1981 tarihinde Başbakan Bülend Ulusu tarafından atılıyor. Nurol İnşaat tarafından tamamlanan bu anlamlı yapı, 10 Kasım 1981’de Devlet Başkanı Kenan Evren tarafından törenle açılıyor. Atatürk Evi Müzesi, açıldığı günden itibaren yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi görüyor.
ULU ÖNDER’İN EVİ’NDE BİRİNCİ DURAK
Atatürk Evi Müzesi’nin birinci katında taşlık, kiler ve hizmetçi odası bulunuyor. Eve sokak kapısından girildiğinde, ziyaretçiyi matla taşlarıyla döşenmiş taşlık karşılıyor. Taşlık, geçmişten günümüze taşınan mimari detaylarıyla nostaljik bir atmosfer sunuyor. Kiler bölümünde, geleneksel ev ekonomisinin izleri net bir şekilde görülüyor. Kapının sonuna denk gelen duvar boyunca dizilen zahire sandığı, elek, kalbur, çömlekler, et kütüğü, nacak, balta ve küpler; bu alanda yiyecek saklama ve hazırlık süreçlerinin özenle planlandığını gösteriyor. Sade ama düzenli yapısıyla dikkat çeken bir diğer alan olan hizmetçi odası ise, hasır kaplı zemin ve geleneksel oturma düzeniyle ziyaretçileri karşılıyor. Geçmişin yaşam alışkanlıklarını bugüne taşıyan bu birinci kat, ziyaretçilerine hem işlevsel bir yaşam alanını hem de kültürel zenginliği bir arada sunuyor.
ATATÜRK’ÜN YAŞAMINDAN İZLER SUNUYOR
Dönemin ruhunu yansıtan detaylarla zenginleştirilmiş olan her bir mekân, adeta Atatürk’ün yaşamından izler sunuyor. Müzenin ikinci katında; mutfak, sofa, oturma ve misafir odası yer alıyor. Bu katta yer alan sofada, zeminine serili Şarköy kilimi, siyah, beyaz, bej, kahverengi, yeşil, kırmızı ve gri renklerin testere ucu biçiminde işlendiği tırtıllı bir göbekle dikkat çekiyor. Mutfakta; raflara yerleştirilmiş bakır ve kalaylı tencere ile tabaklar, dönemin mutfak kültürünü yansıtıyor. Sade bir anlayışla döşenmiş olan Atatürk’ün annesine ait olduğu belirtilen oturma ve yatak odası, müzenin en dikkat çeken noktalarından birisi oluyor. Misafir odasında ise, Rumeli stili kanepe, aynalar, pirinç mangal ve süs eşyaları yer alıyor.
TARİHİ DOKU VE RUMELİ ESİNTİLERİ GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Müzenin en son katı olan üçüncü katı ise; zengin detayları ve özenli düzenlemesiyle ziyaretçileri adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Sofa, Atatürk Odası ve Müze Odası'ndan oluşan bu kat, geleneksel Türk evi mimarisinin ve Rumeli kültürünün izlerini taşıyor. Şarköy kilimiyle döşenen sofa, döşenerek geleneksel dokuyu yansıtıyor. Merdivenin tam karşısında konumlanan, mermer üstü ve yaldızlı kenarlarıyla dikkat çeken duvar konsolu, tarihi bir zerafetin izlerini taşıyor. Konsolun üzerinde yer alan yaldızlı ayna ve beyaz abajurlu pirinçten petrol lambası, sofaya nostaljik bir hava katıyor. Gusülhane kapısı önünde bulunan ibrik ve leğen ile sofadaki eşya sandığı, dönemin gündelik yaşantısını gözler önüne seriyor. Müze Odası’nda Atatürk’e ait objeler sergileniyor. Lambalar, aynalar ve dantel örtülerle tamamlanan dekorasyon, ziyaretçilere nostaljik bir atmosfer sunuyor. Atatürk Evi, yalnızca mimarisiyle değil, detaylı düzenlemesi ve barındırdığı hatıralarla da Ulu Önder’e duyulan derin saygıyı yansıtıyor.
Kaynak:haberilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.