Ankara’da trafik sorunu artık günlük yaşamın rutin bir parçası haline geldi. Türkiye’nin başkenti idari merkez olarak ön plandayken bugün trafiğin yoğunluğu kent gündeminin en kritik başlıklarından birini oluşturuyor.
Kentteki trafiğin kronik hâle gelmesinin temel nedeni yol kapasitesinin yetersizliği gibi yüzeysel açıklamaların ötesinde, Ankara’nın mekânsal gelişimi ve ulaşım altyapısının tarihsel olarak tek merkezli planlanması. Özellikle Kızılay ve çevresi metro ve otobüs hatlarının merkezi hâline geldiği için sabah ve akşam yoğunluğu her gün tekrarlanıyor.

“İNDUCED DEMAND” FENOMENİ

Ulaşım uzmanları yeni yol inşaatlarının kısa vadede rahatlama sağladığını, ancak orta ve uzun vadede araç talebini artırdığını ve sıkışıklığın yeniden ortaya çıktığını vurguluyor. Bu fenomen literatürde “induced demand” olarak biliniyor.

Kentteki iş ve konut alanlarının mekansal olarak ayrışması da sorunu derinleştiriyor. Sincan-Eryaman, Batıkent, Keçiören-Yenimahalle, Mamak, Çayyolu ve Gölbaşı gibi geniş çeper yerleşimlerinden merkeze yapılan uzun mesafeli yolculuklar özel araç kullanımını zorunlu hale getiriyor. Güncel durum trafik yoğunluğunu sadece bir sorun değil, Ankaralıların yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir kriz haline getiriyor.