Ankara Ulucanlar’da ebru rüzgarı: Sanatseverler buluştu
Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı’nda, 12 yıl önce açtığı atölyesinde eğitim veren Ebru sanatı eğitmeni Şebnem Selçuk, öğrencileri ile birlikte yaptığı çalışmaları “Kanatlar ve Düşler” adlı sergiyle sanatseverlere sundu. Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı Sergi Salonu’nda gerçekleşen sergide, 4 ila 75 yaşları arasındaki 22 öğrencinin yaklaşık 5’er çalışması yer aldı. Geleneksel ebru eserlerinin yanı sıra kumaş, seramik ve maske gibi farklı materyallerle hazırlanan çalışmalar da göz doldurdu. Serginin hem kendisi hem de öğrencileri için çok özel olduğunu belirten Selçuk, “Birçok öğrencim hayatında ilk defa sergi açtı. Eğer bu sergiyle öğrencilerimin düşlerine bir nebze kanat takabildiysek, ne mutlu bize” dedi.
“BİRÇOK ÖĞRENCİM HAYATINDA İLK DEFA SERGİ AÇTI”
Sergide, 4 yaşından 75 yaşına kadar geniş bir yaş aralığını kapsayan kursta eğitim gören 22 öğrencinin yaklaşık 5’er çalışması yer aldı. Geleneksel ebru tablolarının yanı sıra kumaş üzerine yapılan çalışmalar, seramikler ve maskeler gibi farklı sanat dallarından da eserler göz doldurdu. Ebru sanatı eğitmeni Şebnem Selçuk, serginin kendisi ve öğrencileri için anlamını şu sözlerle ifade etti:
“Bugün burada açtığımız sergi, son 3 yılın emeğinin bir yansımasıdır. Bu süreç hem benim için hem öğrencilerim için çok anlamlıydı. Birçok öğrencim hayatında ilk defa sergi açtı, ilk defa bir çalışmasını vatandaşlarla paylaştı. Emek verdiler, çok çabaladılar ve şimdi o emeklerinin karşılığını görmek, onların mutluluğuna şahit olmak benim için büyük bir onur.”
“SANATI EN İYİ ŞEKİLDE İCRA ETMEYE ÇALIŞIYORUM”
Geleneksel Türk el sanatını modern yorumlarla sürdürmeye devam eden Selçuk, “Kanatlar ve Düşler” adıyla açtıkları serginin bir umut vaat ettiğini söyleyerek şunları kaydetti:
“Sergimizin adı ‘Kanatlar ve Düşler’. Bu ismi seçmemin sebebi, herkesin bir düşü olduğuna ve o düşlerin peşinden gitmesi gerektiğine olan inancım. Eğer bu sergiyle öğrencilerimin düşlerine bir nebze kanat takabildiysek, ne mutlu bize. Ebru, geleneksel bir Türk el sanatıdır. Ben de bu sanatı en iyi şekilde icra etmeye ve yaşatmaya çalışıyorum. Aynı zamanda öğrencilerimden de çok şey öğreniyorum. Bu yolculuk hepimiz için hem öğretici hem de ilham verici oldu.”
“KENDİMLE GURUR DUYUYORUM”
14 yaşında ebru sanatına başlayan kursiyer Şeyma Öztürk, “Yaklaşık 3 yıldır bu sanatla ilgileniyorum. Ebru yolculuğumun başlangıcında babamın büyük payı var. Küçüklüğümden beri babamın okullarda Ebru sanatı yaptığını görürdüm. Bazen onun yaptığı çalışmaları izler, fotoğraflarına bakardım. Her seferinde ‘Ben de yapmak istiyorum’ derdim. Bu ilgim hiç azalmadı. Sonunda babam beni buraya getirdi ve Ebru’yu denemeye başladım” sözleriyle ilk adımlarını anlattı. Ebru sanatını yalnızca bir hobi değil, duygularını ifade etmenin bir yolu olarak gördüğün kaydeden Öztürk, “Ebru sabır işidir. Her detayla ilgilenmeniz gerekir. Renklerin su üzerindeki dansı insanın ruhunu dinlendiriyor. Bence Ebru, ruhun ilacıdır” diye konuştu. Sergide çalışmalarını görmenin büyük bir gurur kaynağı olduğunu ifade eden Öztürk, “Kendimle çok gurur duyuyorum. Çalışmalarımı burada görmek beni çok mutlu ediyor. Şu anda bile okullara gidip öğrencilere Ebru yaptırıyorum. Bu işi büyütmek ve Ebru sanatında tanınan biri olmak istiyorum. İnşallah bu hayalim gerçekleşir” dedi.
“BU YÖNDE GELİŞMEYE AÇIĞIM”
Kursiyer Berra Mercan Oğuz da, ilk sergi deneyimini yaşamanın mutluluğunu paylaştı. Yaklaşık 3 aydır ebru sanatıyla ilgilenen Oğuz, daha önce farklı ortamlarda bu sanatla tanışma fırsatı bulduğunu ve hoşuna gittiği için ilgisinin arttığını söyledi. Ebru yaparken huzur bulduğunu dile getiren genç kursiyer, “Boyaların birbirine karışması ve ortaya çıkan şekiller beni hem mutlu ediyor hem de rahatlatıyor. Bu sanatı şimdilik hobi olarak sürdürüyorum ama ileride ikinci bir meslek olarak da düşünebilirim. Keyif alarak yaptığım bir uğraş olduğu için bu yönde gelişmeye açığım” ifadelerini kullandı. Daha önce çeşitli sergilere katıldığını ancak kendi eserlerinin yer aldığı ilk serginin bu olduğunu vurgulayan Oğuz, “Başlangıçta biraz heyecanlandım ama şu anda çok mutluyum. İnsanların eserlerime ilgi göstermesi beni ayrıca motive ediyor” diye konuştu.
“HERKES EBRU SANATINI DENEMELİ”
Kardeşi Zehra Güngör ile kursa başlayan kursiyer Miraç Kaan Güngör ise, yaklaşık 3 aydır birlikte ebru sanatıyla ilgileniyor. Ebruya olan meraklarının Beypazarı’nda yaşadıkları keyifli bir deneyimle başladığını kaydeden kardeşler, ebru sanatının renklerin şekle dönüşmesini izlerken kendilerine huzur verdiğini ve aynı zamanda çok eğlenceli olduğunu vurguladı. Miraç Kaan, “Bir gün kardeşimle Beypazarı’na gitmiştik. Orada ebru yapma fırsatı bulduk. Kardeşim çok beğendi ve ilgisi arttı. Başta sadece onu yazdırmak için kursa gitmeyi düşünüyorduk ama ben de yaparken keyif aldım ve beraber kursa başlamaya karar verdik,” diyerek ebru sanatına nasıl başladıklarını anlattı. Zehra ise, “Bence herkes mutlaka ebru sanatını denemeli. Hem eğlenceli hem de insanı dinlendiren bir sanat” diyerek önerisini dile getirdi.
Kaynak:haberilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.