Bazı ‘hayvansever’ çevreler 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki değişikliğe sert tepki gösterdi. Başıboş sokak köpeklerinin önce toplanarak barınaklarda kısırlaştırılması ardından sahiplendirilmesi; eğer 30 gün içinde sahiplenilmezse uyutulması teklifi Meclis gündemine gelmeden toplanan çevreler “Kısırlaştırılsın veya yerinde yaşatılsın” diye karşı teklif sundu. Teklifi sunan grupların 20 yıldır her türlü öneriye karşı durduklarını dile getiren Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu ise 20 yılda başıboş köpek sayısının yerinde yaşatmayla milyonlara ulaştığını vurgulayarak, “Kısırlaştırma treni kaçtı, son yıllarda da barındırma ihtimali her gün uzaklaşıyor” dedi. Başıboş köpeklerin yerleşim alanlarından uzaklaştırılarak barınaklara yerleştirilmesini esas çözüm olduğuna dikkat çeken Prof. Sabuncuoğlu, “Milletin talebi ve gelişmişliğin göstergesi, sıfır başıboş köpek politikasındadır” diyerek sözlerini sürdürdü.
BARINDIRILMA İHTİMALLERİ UZAKLAŞIYOR
Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, sokakta başıboş dolaşan yerli ırk köpeklerin; basit sundurma altında ve çitlerle ayrılan bölmelerde, önlerinde sabit su ve insan gıda artıklarıyla, dişi-erkek ayırt edilerek yaşayabileceğini ama mevcut popülasyonda yarısından fazlasının tedavi edilemeyecek veya tedavi edilse bile diğer hayvanların sağlığını riske atacak hastalıklara sahip olduğunu söyledi. Mevcut popülasyonun milyonlara ulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, “Bahsedilen gruplar, köpeklere ‘başıboş’ demenize, hatta köpek demenize, 2004’ten sonra uzun bir süre boyunca kısırlaştırılmasına (çiftleşme hakkı savunarak), toplanmasına, barınakta barındırılmasına, velhasıl her türlü öneriye karşı duruyorlar. Bu gruplar, köpeklerin, insana zarar vermesi pahasına, sokakta sürünmesini, sokakta kalmasını, 20 senedir ısrarla sürdürüyorlar. Bu popülasyonu barındırabilmek, beslemek, bakım vermek, sağlık ve refah şartlarını yönetmek, kolaylıkla altından kalkılacak bir iş olmaktan çıktığı gerçeğini unutmamalı; 2006-2007’deki kısırlaştırma treni kaçtı, son yıllarda da barındırma ihtimali her gün uzaklaşıyor” dedi.
TALEP SIFIR BAŞIBOŞLUK
Prof. Dr. Sabuncuoğlu, “Halihazırda yaşadığımız felaket tablosunu, insanların can güvenliği, vücut bütünlüğünü, her gün bin 200 insanın ısırılması ve kuduz riskli ülke sınıfından çıkabilmemiz için alınacak önlemler, Devletin ilgili Bakanlıklarının yıllardır üzerinde çalıştığı bir yasa tasarısı halinde meclise sunulacak. Milletin talebi ve gelişmişliğin göstergesi, sıfır başıboş köpek politikasındadır. Başıboş köpeklerin en kısa zamanda sokaklardan ve yerleşim alanlarından uzaklaştırılmasıdır, çözümün esası budur” diyerek sözlerini sürdürdü.
GEREKEN DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR
Başıboş köpeklerin davranışlarını değerlendiren ve kendi çözüm önerisinden bahseden Nilüfer Sabuncuoğlu, “Sokakta, trafikte, durmadan akan hareket eden insan popülasyonu içinde, değişen ışıklar, gürültüler, araç farları, inşaat sesleri, yani, insan yaşam alanlarında, günlük rutini ve yuvası olmaksızın, ağır stres altında yaşıyorlar. Benim çözüm önerim, Devlet kontrolünde, başıboş köpeklerin, dişi-erkek ayırt edilerek, hayvansever derneklerce barındırılması yönündeydi. Avrupa modeli olarak bilinen uyutma metodu da, uygulama yönergelerimizde tanımlanmış, çeşitli hayvan türlerine halihazırda gerektiği zaman ve durumlarda uygulanan bir işlemdir. Bakanlığın Veteriner teşkilatı, mutlaka bu analizleri yapmıştır, buna göre bir çözüm yolu düşünülmüştür” ifadelerini kullandı.