Mümtazer Türköne, son yazısında “Yeni Osmanlıcılık” hayalini sert ifadelerle eleştirerek, bu ideolojinin tarihsel gerçeklikten kopuk olduğunu savundu. Türköne, özellikle Suriye’deki gelişmeler ve Arap Baharı sürecindeki tartışmalar üzerinden Osmanlı mirasına duyulan özlemi ele aldı. Türköne, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir ulus-devlet olarak, komşularıyla eşit ve onurlu ilişkilere dayalı, onların egemenlik haklarına saygılı bir devlet sıfatıyla “Pax Turcia”yı tesis edebilir; Osmanlı barışını değil" diye yazdı.
Türköne, Osmanlıcılığın tarihi bir imparatorluk ideolojisi olduğunu belirterek, “Osmanlı, yüzyıllar boyunca yönettiği halklar arasında çatışmalar yaşadı, ayaklanmalar bastırıldı ve geride acı hatıralar bırakıldı. Bugün bu halkların, geçmişteki statüye rıza göstermesi düşünülemez” ifadelerini kullandı. Osmanlı düzeninin farklı milletlerin ve inançların muhtariyetine dayalı olduğuna dikkat çeken Türköne, günümüz ulus-devlet anlayışına bu düzenin ters düştüğünü vurguladı.
CEHALET ELEŞTİRİSİ
Osmanlıcılıkla birlikte lise müfredatına eklenen Osmanlıca derslerini de eleştiren Türköne, bu çabanın gençlere fayda sağlamadığını savundu. Türköne, “Osmanlıca öğrenimi cehaleti emekle kazanmak gibi bir sonuç doğurdu. Bu dersleri öneren ve müfredata koyanların kendileri Osmanlıca bilmiyordu” ifadelerini kullandı.
Türköne, Yeni Osmanlıcılık hayalinin tarihsel gerçeklikten uzak ve kibirle malul olduğunu belirtti. “Tarihi bir film gibi geri sardırıp aynı şekilde yeniden yaşayamazsınız” ifadelerini kullanan Türköne, ideallerin cehaletle beslendiğini öne sürdü. Habsburg ve Çarlık Rusya örneklerini hatırlatarak, imparatorluk özlemlerinin günümüz dünyasında karşılık bulamayacağını vurguladı.