Son yıllarda özellikle sosyal mecralarda sıkça karşımıza çıkan psikolojik terimler şüphesiz her kesimin ilgisini çekiyor. Bununla birlikte popüler hale gelen bu terimler beraberinde yaşam koçluğu, bilinçaltı temizliği, aile dizimi gibi birçok kavramı da ortaya çıkardı. Öte yandan bilgiye daha kolay erişim sağlayan kişiler kendine teşhis koyma eğilimine girdi.
"NARSİSTİK KİŞİLİK GÜNDEMDE"
Son yıllarda sosyal medyanın ve internetin oldukça güçlendiğine dikkati çeken Uzman Psikolog Buğrahan Kırbaş, gazeteilksayfa.com’a konuştu. Kırbaş, "Enformasyon çağına giriş yaptık. Tabi bu çağda artık insanların bilgiye ulaşması daha kolay olabiliyor. Öte yandan psikoloji her zaman için aslında ilgi de gören, insanların ilgilendiği bir alan olduğu için, dolayısıyla psikolojik terimlerde insanların ilgisini daha çok çekmeye başladı. Kolay erişim bu konuda insanları araştırma yapmaya ve yeni bilgiler öğrenmeye sevk ediyor. Özellikle sosyal medyada psikolojik terimlerden daha çok bahsedilir, sık sık söz edilir hale geldi. Mesela benim şahsen en çok dikkatimi çeken "narsistik kişilik bozukluğu" çok fazla gündeme getiriliyor. Şahsi tecrübemden yola çıkarak böyle bir örnek vermek istedim. Ayrıca tabi bunun dışında dilimize pelesenk olan çok fazla psikolojik terim hayatımıza girdi" diye konuştu.
"BU ALANDAN NEMALANMAK İSTEYEN GRUPLAR ORTAYA ÇIKTI"
Bu terimlerin popüler hale gelmesiyle birlikte bu alandan nemalanmak isteyen insanların da ortaya çıktığını söyleyen Kırbaş, bu tip insanların bir şekilde sosyal mecralarda popülerlik elde ederek insanları daha çok yanlış bilgiyle yönlendirdiğine dikkati çekti. Kırbaş, "Maalesef bunların başında bilinçaltı temizliği gibi sözüm ona danışmanlık hizmeti verdiğini iddia eden, bana göre hiç lafı çevirmeden şarlatanlar piyasada cirit atmaya başladı. Keza, yaşam koçları da yani bilinçaltı temizliği yaptığını iddia eden kişiler kadar sert konuşmak istemem ama onlarda benim mesafeli olduğum bir diğer grup. Çünkü bu kişiler çoğunlukla psikolojik eğitimler almamış oluyor" ifadelerini kullandı.
"İNSANLARA ZARAR VERMEYE ÇOK MÜSAİT"
Bu tarz danışmanlık hizmeti veren kişilerin kaynağı belirsiz bilgilerle, insanların dikkatini çekecek psikolojik terimler kullanarak onları yanlış yönlendirdiklerini kaydeden Buğrahan Kırbaş, "İnsanlara zarar vermeye çok müsait gruplar olduğunu söyleyebilirim. Bu kişilerin danışmanlık hizmeti vermesi son derece yanlış Çünkü insanlara psikolojik olarak geri dönülmeyecek zararlar vermeleri, insanlarda psikolojik tahribatlar bırakmaları olası bir durum. Ben bir uzman psikolog olarak şunu söyleyebilirim ki danışanlarımda sıkça karşılaştığım bir durum bu. Öncelik olarak "bilinçaltı temizliğini" ya da "yaşam koçlarını" tercih edebiliyorlar. Benim karşıma da sıklıkla bu durum geliyor. Örnek verecek olursam, danışan geliyor, bilinçaltını temizlemek için, geçmişi silmek için, eski sevgilisini unutmak için gittiği bir kişiden hiçbir verim alamadığını, daha kötü bir ruh haliyle çıktığını ve bir dünya parasını kaybettiğini söylüyor"
"DANIŞMANLIK ALACAĞINIZ KİŞİLERİN YETERLİLİĞİNİ SORGULAYIN"
Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden bu kişiler kesinlikle hiçbir fayda sağlamayacak, gün sonunda insanlara zarar verecek kişiler. Bu noktada önerebileceğim şey, kişiler özellikle psikolojik destek alma noktasında gidecekleri uzmanın yeterliliğini sorgulamasını, gerekli diplomaları ve eğitimleri aldığına ikna olmak için belgeler görmek istediklerini bu kişilerden rica etmeleri kesinlikle gerekir."
Bu tarz sahte danışmanlıkların önüne geçilebilmesi için de önerilerde bulunan Kırbaş, psikologların hala bir meslek yasası olmadığına vurgu yaparak, "Bu konuyla ilgili düzenleme olarak meslek yasası çıkartılabilir. Buna yönelik bir çalışma kesinlikle ve kesinlikle yapılmalı" dedi.
"UZMANLARIN BİLE TEŞHİS KOYMASI ÇOK KOLAY DEĞİL"
Bir diğer önemli noktanın da bireylerin sosyal medyadan ya da çeşitli mecralardan gerekli bilgilerle kendilerine teşhis koyması olduğunu kaydeden Kırbaş, "Psikoloji tabi biraz soyut bir alan. Yani bir uzmanın yıllarını vermiş olsa bile açıkçası teşhis koyması çok kolay değilken bireylerin kendilerine kolayca teşhis koyabilmesi de pek doğru değil. Fakat bu konuda bir özeleştiri yapacak olursam, şahsen bende ne zaman fizyolojik rahatsızlığımdan dolayı internetten bir şey okusam kolaylıkla etkilenebiliyorum, bende kendime bazı teşhisler koyma eğilimi gösterebiliyorum.
"EN KÖTÜ SENARYO HEMEN KABULLENİLİYOR"
Ayrıca bu noktada bireylerin en kötü senaryoyu kabul etmeye meyilli olduğunu belirten Kırbaş, "Tabii ki insanların araştırma yapmasında bir sakınca yok, bilgi kimsenin tekelinde değil. Herkes araştırma yapabilir, gerekli doneleri toplayabilir ancak netlik kazanması için bence kesinlikle ve kesinlikle bir uzmana danışıp daha sağlıklı bir yardım alınmasını öneririm. Burada her zaman için kişilerin daha dikkatli davranması gerekiyor. Özellikle altyapısı olmayan kişilerden muhakkak uzak durulması gerekiyor" tavsiyelerinde bulundu.