Yüce Allah insanı hem iyilik hem kötülük işlemeye elverişli bir kabiliyette yaratmıştır. İnsanoğlu bazen aklını ve iradesini kullanarak dinimizin emrettiği ve hoş görüşü işleri yaparken bazen de nefsinin şeytanın ve kötülerin etkisinde kalarak yanlış ve hatalı davranışlarda bulunur.
Bu durumda yapılması gereken şey işlenen hata ve günahtan dolayı pişman olarak yüce Rabbimize tövbe etmektir. Tövbe yüce Kitabımız Kuranı Kerimin tavsiye ettiği ibadetlerin en faziletlisi yüksek makamların başlangıcı Allah sevgisine ulaşmanın en parlak yollarından biridir.
Yaratanının hoşnutluğunu arayan herkes her anda her durumda onunla gönül irtibatını tazelemesi için çokça tövbe etmelidir. Dönmek vazgeçmek anlamına gelen tövbe dini bir terim olarak insanın işlediği günahını itiraf edip pişman olması günahı terk edip Allah’a yönelmesi ve işlediği günahı bağışlaması için ona yalvarması demektir. Kul tövbe sayesinde aracısız olarak her an yüzünü ve gönlünü hakka döndürebiliyor, ezeldeki ahit ve misakını tövbe ile tazeleyebiliyor.
Yüce Mevla’mız da tövbe eden kusur ve isyanını görüp boynunu büken insanın ey rabbim sen gafur ve rahimsin, beni bağışla yakarışını çok seviyor sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) bizlerin tövbe etmesinden dolayı rabbimizin sevincinin ıssız çölde devemizi kaybedip de tekrar bulduğumuzdaki sevincimizden daha fazla olduğunu haber vermektedir. Bir kimsenin günahı ne kadar çok yaşı ne olursa olsun tövbe ederek günahından kurtulabilir.
İnsanın zaman kaybetmeden ve ölümle karşı karşıya gelmeden günahına tövbe etmekte acele etmesi gerekir. Çünkü son nefeste yapılan tövbe geçerli değildir. Tövbeyi geciktirmek ayrıca bir günahtır, tövbeyi geciktiren bir kimse Allah’ın tövbe edin emrine uymamış olur çünkü yüce Allah işlenen günaha hemen tövbe edilmesini emretmektedir, Allah katında makbul tövbe ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkı ile bilendir hüküm ve hikmet sahibidir, tövbenin makbul olmasının bazı şartları vardır bunlar; kötü davranışlar için samimi bir pişmanlık duymak işlemiş olduğu günah ve hataları terk etmek geçmiş günahlara kesinlikle dönmemeye karar vermek bunlar Allah’a karşı olan günahlar için geçerlidir.
İçinde kul hakkı olan bir günahı işleyen insan ayrıca hak sahibine hakkını ödemesi helallik dilemesi ve kendisini affetmesini istemesi gerekir. Kul eğer hakkını helal ederse ancak günahtan kurtulmuş olur. Allah’a gönülden inanan bir kimse işlediği günahlardan dolayı asla ümitsizliğe kapılmamalı ilahi rahmetten ümidini kesmemelidir. Çünkü Kuranı Kerimde şöyle buyrulur; Deki ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin şüphesiz Allah bütün günahları affeder çünkü o çok bağışlayandır ve çok merhamet edendir.
Başka bir ayeti kerimede ey iman edenler Allah’a içtenlikle tövbe edin belki rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter Peygambere ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar diye buyrularak kullarının tövbeyi nasuh ile yani samimi halis bir tövbe ile tövbe etmelerini istemektir. Böyle yaptıkları takdirde günahlarını affedeceğini ve çeşitli nimetler vereceğini bildirmektedir.